1. Krallar 17:3
"Buradan ayrıl, doğuya git. Şeria Irmağının doğusundaki Kerit Vadisinde gizlen.
"Buradan ayrıl, doğuya git. Şeria Irmağının doğusundaki Kerit Vadisinde gizlen.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
4Dereden su içeceksin ve buyruk verdiğim kargaların getirdiklerini yiyeceksin."
5RABbin söylediklerini yapan İlyas, gidip Şeria Irmağının doğusundaki Kerit Vadisine yerleşti.
6Dereden su içiyor, kargaların sabah akşam getirdiği et ve ekmekle besleniyordu.
7Ancak ülkede yağmur yağmadığı için bir süre sonra dere kurudu.
8O zaman RAB, İlyasa,
9"Şimdi kalk git, Sayda yakınlarındaki Sarefat Kentine yerleş" dedi, "Orada sana yiyecek sağlaması için dul bir kadına buyruk verdim."
10Sarefata giden İlyas kentin kapısına varınca, orada dul bir kadının odun topladığını gördü. Kadına: "Bana içmek için biraz su verebilir misin?" dedi.
11Kadın su getirmeye giderken İlyas yine seslendi: "Lütfen bir parça da ekmek getir."
1Gilatın Tişbe Kentinden olan İlyas, Ahava şöyle dedi: "Hizmet ettiğim İsrailin Tanrısı yaşayan RABbin adıyla derim ki, ben söylemedikçe önümüzdeki yıllarda ne yağmur yağacak, ne de çiy düşecek."
2O zaman RAB, İlyasa şöyle seslendi:
17Çünkü RAB bana, 'Orada hiçbir şey yiyip içme ve gittiğin yoldan dönme' diye buyruk verdi."
11Oysa sen şimdi, 'Git, efendine İlyas burada de' diyorsun.
12Ben senin yanından ayrıldığımda, RABbin Ruhu seni bilmediğim bir yere götürebilir. Durumu Ahava bildirince, gelip seni bulamazsa beni öldürür. Ben kulun gençliğimden beri RABden korkan biriyim.
13Efendim, İzebel RABbin peygamberlerini öldürdüğünde yaptıklarımı duymadın mı? RABbin peygamberlerinden yüzünü ellişer ellişer iki mağaraya saklayıp onların yiyecek, içecek gereksinimlerini karşıladım.
14Ama sen şimdi, 'Git, efendine İlyas burada de' diyorsun. O zaman beni öldürür!"
1Uzun bir süre sonra kuraklığın üçüncü yılında RAB İlyasa, "Git, Ahavın huzuruna çık" dedi, "Toprağı yağmursuz bırakmayacağım."
2İlyas Ahavın huzuruna çıkmaya gitti. Samiriyede kıtlık şiddetlenmişti.
16Elişa şöyle dedi: "RAB diyor ki, 'Bu vadinin başından sonuna kadar hendekler kazın.
17Ne rüzgar göreceksiniz, ne yağmur. Öyleyken vadi suyla dolup taşacak. Sizler, sürüleriniz ve öteki hayvanlarınız doyasıya içeceksiniz.
4Kralınıza deyin ki, 'RAB, Yattığın yataktan kalkamayacak, kesinlikle öleceksin! diyor.' " Böylece İlyas oradan ayrıldı.
9Çünkü RAB bana, 'Orada hiçbir şey yiyip içme ve gittiğin yoldan dönme' diye buyruk verdi."
6Sonra İlyas, "Lütfen, burada kal, çünkü RAB beni Şeria Irmağı kıyısına gönderdi" dedi. Elişa, "Yaşayan RABbin adıyla başın üzerine ant içerim ki, senden ayrılmam" diye karşılık verdi. Böylece ikisi birlikte yollarına devam etti.
7Elli peygamber de onları Şeria Irmağına kadar izledi. İlyas ile Elişa Şeria Irmağının kıyısında durdular. Peygamberler de biraz ötede, onların karşısında durdu.
8İlyas cüppesini dürüp sulara vurunca, sular ikiye ayrıldı. Elişa ile İlyas kuru toprağın üzerinden yürüyerek karşıya geçtiler.
13Sonra İlyasın üzerinden düşen cüppeyi alıp geri döndü ve Şeria Irmağının kıyısında durdu.
14İlyasın üzerinden düşen cüppeyi sulara vurarak, "İlyasın Tanrısı RAB nerede?" diye seslendi. Cüppeyi sulara vurunca ırmak ikiye ayrıldı, Elişa karşı yakaya geçti.
9Geceyi orada bulunan bir mağarada geçirdi. RAB, "Burada ne yapıyorsun, İlyas?" diye sordu.
3İlyas can korkusuyla Yahudanın Beer-Şeva Kentine kaçıp uşağını orada bıraktı.
13İlyas kadına, "Korkma, git yiyeceğini hazırla" dedi, "Yalnız önce bana küçük bir pide yapıp getir. Sonra oğlunla kendin için yaparsın.
14İsrailin Tanrısı RAB diyor ki, 'Toprağa yağmur düşünceye dek küpten un, çömlekten yağ eksilmeyecek.' "
41Sonra İlyas, Ahava, "Git, yemene içmene bak; çünkü güçlü bir yağmur sesi var" dedi.
42Ahav yiyip içmek üzere oradan ayrılınca, İlyas Karmel Dağının tepesine çıktı. Yere kapanarak başını dizlerinin arasına koydu.
35O zaman sunağın çevresine akan su hendeği doldurdu.
4"Satın aldığın belindeki kuşağı al, Perata git. Kuşağı orada bir kaya kovuğuna gizle."
5RABbin buyruğu uyarınca gidip kuşağı Perata yakın bir yere gizledim.
17O zaman RAB, Tişbeli İlyasa şöyle dedi:
46Üzerine RAB'bin gücü inen İlyas kemerini kuşanıp Yizreel'e kadar Ahav'ın önünde koştu.
15RABbin meleği, İlyasa, "Onunla birlikte aşağı in, korkma" dedi. İlyas kalkıp komutanla birlikte kralın yanına gitti
16Yarın onlarla savaşmaya çıkın. Onları vadinin sonunda, Yeruel kırlarında, Sits Yokuşunu çıkarlarken bulacaksınız.
13İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu. O sırada bir ses, "Burada ne yapıyorsun, İlyas?" dedi.
3Deniz olanı görüp geri çekildi,Şeria Irmağı tersine aktı.
13Elişa İsrail Kralına, "Ne diye bana geldin?" dedi, "Git, annenle babanın peygamberlerine danış." İsrail Kralı, "Olmaz! Demek RAB üçümüzü Moavlıların eline teslim etmek için bir araya toplamış" diye karşılık verdi.
4İlyas, "Elişa, lütfen burada kal, çünkü RAB beni Erihaya gönderdi" dedi. Elişa, "Yaşayan RABbin adıyla başın üzerine ant içerim ki, senden ayrılmam" diye karşılık verdi. Böylece birlikte Erihaya gittiler.
44Yedinci kez gidip bakan uşak, "Denizden avuç kadar küçük bir bulut çıkıyor" dedi. İlyas şöyle dedi: "Git, Ahava, 'Yağmura yakalanmadan arabanı al ve geri dön' de."
2İlyas Elişaya, "Lütfen sen burada kal, çünkü RAB beni Beytele gönderdi" dedi. Elişa, "Yaşayan RABbin adıyla başın üzerine ant içerim ki, senden ayrılmam" diye karşılık verdi. Böylece Beytele birlikte gittiler.
1Elişa, oğlunu diriltmiş olduğu Şunemli kadına şöyle demişti: "Kalk, ailenle birlikte buradan git, geçici olarak kalabileceğin bir yer bul. Çünkü RAB ülkeye yedi yıl sürecek bir kıtlık göndermeye karar verdi."
28RAB, Tişbeli İlyasa şöyle dedi:
11Yehoşafat, "Burada RABbin peygamberi yok mu? Onun aracılığıyla RABbe danışalım" dedi. İsrail Kralının adamlarından biri, "Şafat oğlu Elişa burada. İlyasın ellerine o su dökerdi" diye yanıtladı.
5Yeruşalim, bütün Yahudiye ve Şeria yöresinin halkı ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria Irmağında vaftiz ediliyordu.
5Ey deniz, sana ne oldu da kaçtın?Ey Şeria, neden tersine aktın?