Vaiz 3:8

Turkish Bible

Sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.Savaşın zamanı var, barışın zamanı var.

Ek Kaynaklar

Atıf Yapılan Ayetler

  • Ef 5:25 : 25 Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.
  • Ef 5:28-29 : 28 Aynı biçimde kocalar da karılarını kendi bedenleri gibi sevmelidir. Karısını seven kendini sever. 29 Hiç kimse hiçbir zaman kendi bedeninden nefret etmemiştir. Tersine, onu besler ve kayırır; tıpkı Mesihin kiliseyi besleyip kayırdığı gibi.
  • Tit 2:4 : 4 Öyle ki genç kadınları, kocalarını ve çocuklarını seven, sağduyulu, temiz yürekli, iyi birer ev kadını ve kocalarına bağımlı olmak üzere eğitebilsinler. O zaman Tanrının sözü kötülenmez.
  • Vah 2:2 : 2 'Yaptıklarını, çalışkanlığını, sabrını biliyorum. Kötü kişilere katlanamadığını da biliyorum. Elçi olmadıkları halde kendilerini elçi diye tanıtanları sınadın ve onları yalancı buldun.
  • Yar 14:14-17 : 14 Avram yeğeni Lutun tutsak alındığını duyunca, evinde doğup yetişmiş üç yüz on sekiz adamını yanına alarak dört kralı Dana kadar kovaladı. 15 Adamlarını gruplara ayırdı, gece saldırıp onları bozguna uğratarak Şamın kuzeyindeki Hovaya kadar kovaladı. 16 Yağmalanan bütün malı, yeğeni Lutla mallarını, kadınları ve halkı geri getirdi. 17 Avram Kedorlaomerle onu destekleyen kralları bozguna uğratıp dönünce, Sodom Kralı onu karşılamak için Kral Vadisi olan Şave Vadisine gitti.
  • Yes 8:1-9 : 1 RAB Yeşuya, "Korkma, yılma" dedi, "Bütün savaşçılarını yanına alıp Ay Kentinin üzerine yürü. Ay Kralını, halkını ve kenti bütün topraklarıyla birlikte sana teslim ediyorum. 2 Erihaya ve kralına ne yaptıysan, Ay Kentine ve kralına da aynısını yap. Ama mal ve hayvanlardan oluşan ganimeti kendinize ayırın. Kentin gerisinde pusu kur." 3 Böylece Yeşu bütün savaşçılarıyla birlikte Ay Kentinin üzerine yürümeye hazırlandı. Seçtiği otuz bin yiğit savaşçıyı geceleyin yola çıkarırken 4 onlara şöyle buyurdu: "Gidip kentin gerisinde pusuya yatın. Kentin çok uzağında durmayın. Hepiniz her an hazır olun. 5 Ben yanımdaki halkla birlikte kente yaklaşacağım. Bir önceki gibi, düşman kentten çıkıp üzerimize gelince, önlerinde kaçar gibi yapıp 6 onları kentten uzaklaştırıncaya dek ardımızdan sürükleyeceğiz. Önceki gibi onlardan kaçtığımızı sanacaklar. Biz kaçar gibi yaparken, 7 siz de pusu kurduğunuz yerden çıkıp kenti ele geçirirsiniz. Tanrımız RAB orayı elinize teslim edecek. 8 Kenti ele geçirince ateşe verin. RABbin buyruğuna göre hareket edin. İşte buyruğum budur." 9 Ardından Yeşu onları yolcu etti. Adamlar gidip Beytel ile Ay Kenti arasında, Ay Kentinin batısında pusuya yattılar. Yeşu ise geceyi halkla birlikte geçirdi. 10 Yeşu sabah erkenden kalkarak halkı topladı. Sonra kendisi ve İsrailin ileri gelenleri önde olmak üzere Ay Kentine doğru yola çıktılar. 11 Yeşu, yanındaki bütün savaşçılarla kentin üzerine yürüdü. Yaklaşıp kentin kuzeyinde ordugah kurdular. Kentle aralarında bir vadi vardı. 12 Yeşu beş bin kişi kadar bir güce Beytel ile Ay Kenti arasında, kentin batısında pusu kurdurdu. 13 Ardından hem kuzeyde ordugah kuranlar, hem batıda pusuya yatanlar savaş düzenine girdiler. Yeşu o gece vadide ilerledi. 14 Bunu gören Ay Kralı, kent halkıyla birlikte sabah erkenden kalktı. Zaman yitirmeden, İsraillilere karşı savaşmak üzere Arava bölgesinin karşısında belirlenen yere çıktı. Ne var ki, kentin gerisinde kendisine karşı kurulan pusudan habersizdi. 15 Yeşu ile yanındaki İsrailliler, kent halkı önünde bozguna uğramış gibi, çöle doğru kaçmaya başladılar. 16 Kentteki bütün halk İsraillileri kovalamaya çağrıldı. Ama Yeşuyu kovalarken kentten uzaklaştılar. 17 Ay Kentiyle Beytelden İsraillileri kovalamaya çıkmayan tek kişi kalmamıştı. İsraillileri kovalamaya çıkarlarken kent kapılarını açık bıraktılar. 18 RAB Yeşuya, "Elindeki palayı Ay Kentine doğru uzat; orayı senin eline teslim ediyorum" dedi. Yeşu elindeki palayı kente doğru uzattı. 19 Elini uzatır uzatmaz, pusudakiler yerlerinden fırlayıp kente girdiler; kenti ele geçirip hemen ateşe verdiler. 20 Kentliler arkalarına dönüp bakınca, yanan kentten göklere yükselen dumanı gördüler. Çöle doğru kaçan İsrailliler de geri dönüp onlara saldırınca artık kaçacak hiçbir yerleri kalmadı. 21 Pusuya yatmış olanların kenti ele geçirdiğini, kentten dumanlar yükseldiğini gören Yeşu ile yanındaki İsrailliler, geri dönüp Ay halkına saldırdılar. 22 Kenti ele geçirenler de çıkıp saldırıya katılınca, kent halkı iki yönden gelen İsraillilerin ortasında kaldı. İsrailliler tek canlı bırakmadan hepsini öldürdüler. 23 Sağ olarak tutsak aldıkları Ay Kralını Yeşunun önüne çıkardılar. 24 İsrailliler Ay Kentinden çıkıp kendilerini kırsal alanlarda ve çölde kovalayanların hepsini kılıçtan geçirdikten sonra kente dönüp geri kalanları da kılıçtan geçirdiler. 25 O gün Ay halkının tümü öldürüldü. Öldürülenlerin toplamı, kadın erkek, on iki bin kişiydi. 26 Yeşu kentte yaşayanların tümü yok edilinceye dek pala tutan elini indirmedi. 27 İsrailliler, RABbin Yeşuya verdiği buyruk uyarınca, kentin yalnız hayvanlarıyla mallarını yağmaladılar. 28 Ardından Yeşu Ay Kentini ateşe verdi, yakıp yıkıp viraneye çevirdi. Yıkıntıları bugün de duruyor. 29 Ay Kralını ağaca asıp akşama dek orada bırakan Yeşu, güneş batarken cesedi ağaçtan indirerek kent kapısının dışına attırdı. Cesedin üzerine taşlardan büyük bir yığın yaptılar. Bu yığın bugün de duruyor.
  • Yes 11:23 : 23 RAB'bin Musa'ya söylediği gibi, Yeşu bütün ülkeyi ele geçirdi ve İsrail oymakları arasında mülk olarak bölüştürdü. Böylece savaş sona erdi, ülke barışa kavuştu.
  • 2Sa 10:6-9 : 6 Ammonlular, Davutun nefretini kazandıklarını anlayınca, haber gönderip Beytrehov ve Sovadan yirmi bin Aramlı yaya asker, Maaka Kralıyla bin adamını ve Tov halkından on iki bin adamı kiraladılar. 7 Davut bunu duyunca, Yoavı ve güçlü adamlardan oluşan bütün ordusunu onlara karşı gönderdi. 8 Ammonlular çıkıp kent kapısında savaş düzeni aldılar. Aramlı Sovayla Rehov, Tov halkı ve Maakanın adamları da kırda savaş düzenine girdiler. 9 Önde, arkada düşman birliklerini gören Yoav, İsrailin iyi askerlerinden bazılarını seçerek Aramlılara karşı yerleştirdi. 10 Geri kalan birlikleri de kardeşi Avişayın komutasına vererek Ammonlulara karşı yerleştirdi. 11 Yoav, "Aramlılar benden güçlü çıkarsa, yardımıma gelirsin" dedi, "Ama Ammonlular senden güçlü çıkarsa, ben sana yardıma gelirim. 12 Güçlü ol! Halkımızın ve Tanrımızın kentleri uğruna yürekli olalım! RAB gözünde iyi olanı yapsın." 13 Yoavla yanındakiler Aramlılara karşı savaşmak için ileri atılınca, Aramlılar onlardan kaçtı. 14 Onların kaçıştığını gören Ammonlular da Avişaydan kaçarak kente girdiler. Bunun üzerine Yoav Ammonlularla savaşmaktan vazgeçerek Yeruşalime gitti. 15 İsraillilerin önünde bozguna uğradıklarını gören Aramlılar bir araya geldiler. 16 Hadadezer, haber gönderip Fırat Irmağının karşı yakasındaki Aramlıları çağırttı. Aramlılar Hadadezerin ordu komutanı Şovakın komutasında Helama gittiler. 17 Davut bunu duyunca, bütün İsrail ordusunu topladı. Şeria Irmağını geçerek Helama vardılar. Aramlılar Davuta karşı düzen alarak onunla savaştılar. 18 Ne var ki, Aramlılar İsraillilerin önünden kaçtılar. Davut onlardan yedi yüz savaş arabası sürücüsü ile kırk bin atlı asker öldürdü. Hadadezerin ordu komutanı Şovakı da vurdu. Şovak savaş alanında öldü. 19 Hadadezer'in buyruğundaki kralların hepsi bozguna uğradıklarını görünce, İsrailliler'le barış yaparak onlara boyun eğdiler. Aramlılar bundan böyle Ammonlular'a yardım etmekten kaçındılar.
  • 1Kr 5:4 : 4 Oysa şimdi Tanrım RAB her yönden bana rahatlık verdi. Ne bir düşmanım var, ne de kötü bir olay.
  • 2Ta 19:2 : 2 Hanani oğlu Bilici Yehu, Kral Yehoşafatı karşılamaya giderek ona şöyle dedi: "Kötülere yardım edip RABden nefret edenleri mi sevmen gerekir? Bunun için RABbin öfkesi senin üstünde olacak.
  • 2Ta 20:1-9 : 1 Bundan sonra Moavlılar, Ammonlular ve Meunluların bir kısmı Yehoşafatla savaşmak için yola çıktılar. 2 Birkaç kişi Yehoşafata gidip, "Gölün öbür yakasından, Edomdan sana saldırmak için büyük bir ordu geliyor. Şu anda Haseson-Tamarda -Eyn-Gedide-" dediler. 3 Korkuya kapılan Yehoşafat RABbe danışmaya karar verdi ve bütün Yahudada oruç ilan etti. 4 RABbe yönelmek için Yahudanın bütün kentlerinden gelen halk toplanıp RABden yardım diledi. (bkz. 26:7). 5 Yehoşafat RABbin Tapınağında, yeni avlunun önünde, Yahuda ve Yeruşalim topluluğunun arasına gidip durdu. 6 "Ey atalarımızın Tanrısı RAB, sen göklerde oturan Tanrı değil misin?" dedi, "Ulusların bütün krallıklarını yöneten sensin. Güç, kudret senin elinde. Kimse sana karşı duramaz. 7 Ey Tanrımız, bu ülkede yaşayanları halkın İsrailin önünden kovan ve ülkeyi sonsuza dek dostun İbrahimin soyuna veren sen değil misin? 8 Onlar orada yaşadılar, adına bir tapınak kurdular ve, 9 'Başımıza bela, savaş, yargı, salgın hastalık, kıtlık gelirse, adının bulunduğu bu tapınağın ve senin önünde duracağız' dediler, 'Sıkıntıya düştüğümüzde sana yakaracağız, sen de duyup bizi kurtaracaksın.' 10 "İşte Ammonlular, Moavlılar ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlar! Mısırdan çıktıktan sonra İsraillilerin onların ülkesine girmelerine izin vermedin. Bu yüzden atalarımız başka yöne döndü, onları yok etmedi. 11 Ama bak, bunun karşılığını bize nasıl ödüyorlar! Bize miras olarak vermiş olduğun mülkünden bizi kovmaya geliyorlar. 12 Ey Tanrımız, onları yargılamayacak mısın? Çünkü bize saldıran bu büyük orduya karşı koyacak gücümüz yok. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gözümüz sende." 13 Bütün Yahudalılar, çoluk çocuklarıyla birlikte RABbin önünde duruyordu. 14 RABbin Ruhu topluluğun ortasında duran Asaf soyundan Mattanya oğlu Yeiel oğlu Benaya oğlu Zekeriya oğlu Levili Yahazielin üzerine indi. 15 Yahaziel şöyle dedi: "Ey Kral Yehoşafat, ey Yahuda halkı ve Yeruşalimde oturanlar, dinleyin! RAB size şöyle diyor: 'Bu büyük ordudan korkmayın, yılmayın! Çünkü savaş sizin değil, Tanrınındır. 16 Yarın onlarla savaşmaya çıkın. Onları vadinin sonunda, Yeruel kırlarında, Sits Yokuşunu çıkarlarken bulacaksınız. 17 Bu kez savaşmak zorunda kalmayacaksınız. Yerinizde durup bekleyin, RABbin size sağlayacağı kurtuluşu görün, ey Yahuda ve Yeruşalim halkı! Korkmayın, yılmayın. Yarın onlara karşı savaşa çıkın. RAB sizinle olacak!' " 18 Yehoşafat yüzüstü yere kapandı. Yahuda halkıyla Yeruşalimde oturanlar da RABbin önünde yere kapanıp Ona tapındılar. 19 Sonra Kehatoğullarından ve Korahoğullarından bazı Levililer ayağa kalkıp İsrailin Tanrısı RABbi yüksek sesle övdüler. 20 Ertesi sabah erkenden kalkıp Tekoa kırlarına doğru yola çıktılar. Yola koyulduklarında Yehoşafat durup şöyle dedi: "Beni dinleyin, ey Yahuda halkı ve Yeruşalimde oturanlar! Tanrınız RABbe güvenin, güvenlikte olursunuz. Onun peygamberlerine güvenin, başarılı olursunuz." 21 Yehoşafat halka danıştıktan sonra RABbe ezgi okumak, Onun kutsallığının görkemini övmek için adamlar atadı. Bunlar ordunun önünde yürüyerek şöyle diyorlardı: "RABbe şükredin, Çünkü sevgisi sonsuza dek kalıcıdır!" 22 Onlar ezgi okuyup övgüler sunmaya başladığında, RAB Yahudaya saldıran Ammonlulara, Moavlılara ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlara pusu kurmuştu. Hepsi bozguna uğratıldı. 23 Ammonlularla Moavlılar, Seir dağlık bölgesinde yaşayan halkı büsbütün yok etmek için onlara saldırdılar. Seirlileri yok ettikten sonra da birbirlerini öldürmeye başladılar. 24 Yahudalılar kırdaki gözcü kulesine varınca, o büyük orduya baktılar, ama sadece yere serilmiş cesetler gördüler. Tek kişi kurtulmamıştı. 25 Malları yağmalamaya giden Yehoşafatla askerleri, ölülerin arasında çok miktarda mal, giysi ve değerli eşya buldular. Taşıyabileceklerinden çok mal topladılar. Yağma edilecek o kadar çok mal vardı ki, toplama işi üç gün sürdü. 26 Dördüncü gün Beraka Vadisinde toplanarak RABbe övgüler sundular. Bu yüzden oranın adı bugün de Beraka Vadisi olarak kaldı. 27 Bundan sonra bütün Yahuda ve Yeruşalim halkı Yehoşafatın önderliğinde sevinçle Yeruşalime döndü. Çünkü RAB düşmanlarını bozguna uğratarak onları sevindirmişti. 28 Çenk, lir ve borazan çalarak Yeruşalime, RABbin Tapınağına gittiler. 29 RABbin İsrailin düşmanlarına karşı savaştığını duyan ülkelerin krallıklarını Tanrı korkusu sardı. 30 Yehoşafatın ülkesi ise barış içindeydi. Çünkü Tanrısı her yandan onu esenlikle kuşatmıştı.
  • Mez 139:21 : 21 Ya RAB, nasıl tiksinmem senden tiksinenlerden?Nasıl iğrenmem sana başkaldıranlardan?
  • Hez 16:8 : 8 " 'Yine yanından geçtim, sana baktım, sevgi çağındı. Giysimin eteğini üzerine serdim, çıplaklığını örttüm. Sana ant içtim, seninle antlaşma yaptım. Egemen RAB böyle diyor. Ve benim oldun.

Benzer Ayetler (AI)

Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.

  • Vaiz 3:1-7
    7 ayetler
    87%

    1Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.

    2Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.

    3Öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.Yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.

    4Ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.Yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.

    5Taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.Kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.

    6Aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.Saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.

    7Yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.Susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.

  • Vaiz 3:9-12
    4 ayetler
    75%

    9Çalışanın harcadığı emekten ne kazancı var?

    10Tanrının uğraşsınlar diye insanlara verdiği zahmeti gördüm.

    11O her şeyi zamanında güzel yaptı. İnsanların yüreğine sonsuzluk kavramını koydu. Yine de insan Tanrının yaptığı işi başından sonuna dek anlayamaz.

    12İnsan için yaşamı boyunca mutlu olmaktan, iyi yaşamaktan daha iyi bir şey olmadığını biliyorum.

  • 9Bütün bunları gördüm ve güneşin altında yapılan her iş üzerinde kafa yordum. Gün gelir, insanın insana egemenliği kendine zarar verir.

  • Vaiz 3:15-17
    3 ayetler
    72%

    15Şimdi ne oluyorsa, geçmişte de oldu,Ne olacaksa, daha önce de olmuştur.Tanrı geçmiş olayların hesabını soruyor.

    16Güneşin altında bir şey daha gördüm:Adaletin ve doğruluğun yerini kötülük almış.

    17İçimden "Tanrı doğruyu da, kötüyü de yargılayacaktır" dedim,"Çünkü her olayın, her eylemin zamanını belirledi."

  • Vaiz 8:5-6
    2 ayetler
    71%

    5Onun buyruğuna uyan zarar görmez.Bilge kişi bunun zamanını ve yolunu bilir.

    6Çünkü her işin bir zamanı ve yolu vardır.İnsanın derdi kendine yeter.

  • 1Böylece bütün bunları düşünüp taşındım ve şu sonuca vardım: Doğrular, bilgeler ve yaptıkları her şey Tanrının elindedir. Onları sevginin mi, nefretin mi beklediğini kimse bilmez.

  • Mez 120:6-7
    2 ayetler
    67%

    6Fazla kaldımBarıştan nefret edenler arasında.

    7Ben barış yanlısıyım,Ama söze başladığımda,Onlar savaşa kalkıyor!

  • Vaiz 2:17-18
    2 ayetler
    67%

    17Böylece hayattan nefret ettim.Çünkü güneşin altında yapılan iş çetindi bence.Her şey boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

    18Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim. Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım.

  • 6Sevgileri, nefretleri,Kıskançlıkları çoktan bitmiştir.Güneşin altında yapılanlardanBir daha payları olmayacaktır.

  • 3Güneşin altında yapılan işlerin tümünün kötü yanı şu ki, herkesin başına aynı şey geliyor. Üstelik insanların içi kötülük doludur, yaşadıkları sürece içlerinde delilik vardır. Ardından ölüp gidiyorlar.

  • 14İyi günde mutlu ol,Ama kötü günde dikkatle düşün;Tanrı birini öbürü gibi yaptı ki,İnsan kendisinden sonra neler olacağını bilmesin.

  • Vaiz 9:11-13
    3 ayetler
    66%

    11Güneşin altında bir şey daha gördüm:Yarışı hızlı koşanlar,Savaşı yiğitler,Ekmeği bilgeler,Serveti akıllılar,Beğeniyi bilgililer kazanmaz.Ama zaman ve şans hepsinin önüne çıkar.

    12Dahası insan kendi vaktini bilmez:Balığın acımasız ağa, kuşun kapana düştüğü gibi,İnsanlar da üzerlerine ansızın çöken kötü zamana yakalanırlar.

    13Güneşin altında bilgelik olarak şunu da gördüm, beni çok etkiledi:

  • 18Barış içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü biçerler.

  • 14Yeryüzünde boş bir şey daha var: Kötülerin hak ettiği doğruların, doğruların hak ettiğiyse kötülerin başına geliyor. Bu da boş, diyorum.

  • Vaiz 1:9-10
    2 ayetler
    66%

    9Önce ne olduysa, yine olacak.Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak.Güneşin altında yeni bir şey yok.

    10Var mı kimsenin, "Bak bu yeni!" diyebileceği bir şey?Her şey çoktan, bizden yıllar önce de vardı.

  • 15Esenlik bekledik, iyilik gelmedi.Şifa umduk, yılgınlık bulduk.

  • 13Bu yüzden susmak düşer akıllı insanaBöyle bir zamanda,Çünkü zaman kötüdür.

  • 10"O günlerden önce insan ya da hayvan için ücret yoktu. Düşman yüzünden hiç kimse güvenlik içinde gidip gelemiyordu. Çünkü herkesi birbirine düşürmüştüm.

  • 22Sonuçta insanın yaptığı işten zevk almasından daha iyi bir şey olmadığını gördüm. Çünkü onun payına düşen budur. Kendisinden sonra olacakları görmesi için kim onu geri getirebilir?

  • 1Güneşin altında insana ağır gelen bir kötülük gördüm:

  • 8"Her şey boş" diyor Vaiz, "Bomboş!"

  • 1Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır.

  • 13RABden korkmak kötülükten nefret etmek demektir.Kibirden, küstahlıktan,Kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim.

  • 4Harcanan her emeğin, yapılan her ustaca işin ardında kıskançlık olduğunu gördüm. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

  • 4Kuşaklar gelir, kuşaklar geçer,Ama dünya sonsuza dek kalır.

  • 11Suçlu çabuk yargılanmazsa, insanlar kötülük etmek için cesaret bulur.

  • 13kendimi göklerin altında yapılan her şeyi bilgece araştırıp incelemeye adadım. Tanrının uğraşsınlar diye insanlara verdiği çetin bir zahmettir bu.

  • 12Nefret çekişmeyi azdırır,Sevgi her suçu bağışlar.

  • 36Beni gözardı edense kendine zarar verir,Benden nefret eden, ölümü seviyor demektir."

  • 17Dost her zaman sever,Kardeş sıkıntılı günde belli olur.

  • 3RAB halklar arasında yargıçlık edecek,Uzaklardaki güçlü ulusların anlaşmazlıklarını çözecek.İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri,Mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar.Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak,Savaş eğitimi yapmayacaklar artık.

  • 4RAB uluslar arasında yargıçlık edecek,Birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek.İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri,Mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar.Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak,Savaş eğitimi yapmayacaklar artık.

  • 5O günlerde yolcuların güvenliği yoktu. Çünkü çevre ülkelerde yaşayanların tümü büyük kargaşa içindeydi.