Vaiz 9:14

Turkish Bible

Çok az insanın yaşadığı küçük bir kent vardı. Güçlü bir kral saldırıp onu kuşattı. Karşısına büyük rampalar kurdu.

Ek Kaynaklar

Atıf Yapılan Ayetler

  • 2Sa 20:15-22 : 15 Yoavla bütün adamları varıp Avel-Beytmaaka Kentinde Şevayı kuşattılar. Topraktan kentin suruna bitişik bir yığın yaptılar ve suru devirmek için yıkmaya başladılar. 16 O sırada bilge bir kadın kentin içinden seslendi: "Dinleyin! Dinleyin! Yoava buraya gelmesini söyleyin, onunla konuşacağım." 17 Yoav kadına yaklaştı. Kadın, "Yoav sen misin?" diye sordu. Yoav, "Benim" diye yanıtladı. Kadın, "Kölenin sözlerini dinle" dedi. Yoav, "Dinliyorum" dedi. 18 Kadın konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eskiden, 'Avel Kentine danışın' derlerdi ve sorunları böyle çözerlerdi. 19 Biz İsrailin esenliğini isteyen güvenilir kişileriz. Sense İsraile ana gibi kucak açan kentlerden birini yıkmaya çalışıyorsun. Neden RABbin halkını yok etmek istiyorsun?" 20 Yoav, "Asla!" diye yanıtladı, "Ne yıkmak, ne de yok etmek istiyorum. 21 Durum öyle değil. Efrayim dağlık bölgesinden Bikri oğlu Şeva adındaki adam Kral Davuta başkaldırdı. Yalnız onu verin, ben de kentten geri çekileyim." Kadın, "Onun başı surun üzerinden sana atılacak" dedi. 22 Sonra kadın bilgece öğüdüyle bütün halka gitti. Halk Bikri oğlu Şevanın başını kesip Yoava attı. Bunun üzerine Yoav boru çaldı. Adamları kenti bırakıp evlerine gittiler. Yoav da Yeruşalime, kralın yanına döndü.
  • 2Kr 6:24-7:20 : 24 Bir süre sonra, Aram Kralı Ben-Hadat bütün ordusunu toplayıp İsraile girdi ve Samiriyeyi kuşattı. 25 Samiriyede büyük bir kıtlık oldu. Kuşatma sonunda bir eşek kellesinin fiyatı seksen şekel gümüşe, dörtte bir kav güvercin gübresinin fiyatı ise beş şekelfı gümüşe çıktı. 26 İsrail Kralı surların üzerinde yürürken, bir kadın, "Efendim kral, bana yardım et!" diye seslendi. 27 Kral, "RAB sana yardım etmiyorsa, ben nasıl yardım edebilirim ki?" diye karşılık verdi, "Buğday mı, yoksa şarap mı istersin? 28 Derdin ne?" Kadın şöyle yanıtladı: "Geçen gün şu kadın bana dedi ki, 'Oğlunu ver, bugün yiyelim, yarın da benim oğlumu yeriz.' 29 Böylece oğlumu pişirip yedik. Ertesi gün ona, 'Oğlunu ver de yiyelim' dedim. Ama o, oğlunu gizledi." 30 Kadının bu sözlerini duyan kral giysilerini yırttı. Surların üzerinde yürürken, halk onun giysilerinin altına çul giydiğini gördü. 31 Kral, "Eğer bugün Şafat oğlu Elişanın başı yerinde kalırsa, Tanrı bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!" dedi. 32 Elişa o sırada halkın ileri gelenleriyle birlikte evinde oturuyordu. Kral önden bir haberci gönderdi. Ama daha haberci gelmeden, Elişa ileri gelenlere, "Görüyor musunuz caniyi?" dedi, "Kalkmış, başımı kestirmek için adam gönderiyor! Haberci geldiğinde kapıyı kapayın, onu içeri almayın. Çünkü ardından efendisi kral da gelecek." 33 Elişa konuşmasını bitirmeden, haberci yanına geldi ve, "Bu felaket RAB'dendir" dedi, "Neden hâlâ RAB'bi bekleyeyim?" 1 Elişa, "RABbin sözüne kulak verin!" dedi, "RAB diyor ki, 'Yarın bu saatlerde Samiriye Kapısında bir sea ince un da, iki sea arpa da birer şekele satılacak.' " 2 Kralın özel yardımcısı olan komutan, Tanrı adamına, "RAB göklerin kapaklarını açsa bile olacak şey değil bu!" dedi. Elişa, "Sen herşeyi gözlerinle göreceksin, ama onlardan hiçbir şey yiyemeyeceksin!" diye karşılık verdi. 3 Kent kapısının girişinde deri hastalığına yakalanmış dört adam vardı. Birbirlerine, "Ne diye ölene dek burada kalalım?" diyorlardı, 4 "Kente girelim desek, orada kıtlık var, ölürüz; burada kalsak da öleceğiz. Bari gidip Aram ordugahına teslim olalım. Canımızı bağışlarlarsa yaşarız, öldürürlerse de öldürsünler." 5 Akşam karanlığında kalkıp Aram ordugahına doğru gittiler. Ordugaha yaklaştıklarında, orada kimseyi göremediler. 6 Çünkü Rab Aram ordugahında savaş arabalarıyla, atlarıyla yaklaşan büyük bir ordunun çıkardığı seslerin duyulmasını sağlamıştı. Aramlılar da birbirlerine, "Bakın, İsrail Kralı bize saldırmak için Hitit ve Mısır krallarını kiralamış!" demişlerdi. 7 Böylece, gün batarken çadırlarını, atlarını, eşeklerini bırakıp kaçmışlar, canlarını kurtarmak için ordugahı olduğu gibi bırakmışlardı. 8 Deri hastalığına yakalanmış adamlar ordugaha varıp çadırların birine girdiler. Yiyip içtikten sonra oradaki altın, gümüş ve giysileri götürüp gizlediler. Sonra dönüp başka bir çadıra girdiler, orada bulduklarını da götürüp gizlediler. 9 Ardından birbirlerine, "Yaptığımız doğru değil" dediler, "Bugün müjde günü. Oysa biz susuyoruz. Gün doğuncaya kadar beklersek, cezaya çarptırılacağımız kesin. Haydi saraya gidip durumu bildirelim." 10 Böylece gidip kent kapısındaki nöbetçilere seslendiler. "Aram ordugahına gittik" dediler, "Hiç kimseyi göremedik; ne de bir insan sesi duyduk. Yalnızca bağlı atlar, eşekler vardı. Çadırları da olduğu gibi bırakıp gitmişler." 11 Kapı nöbetçileri haberi duyurdu. Haber kralın sarayına ulaştırıldı. 12 Kral gece kalkıp görevlilerine, "Aramlıların ne tasarladığını size söyleyeyim" dedi, "Aç kaldığımızı biliyorlar. Onun için ordugahlarını bırakıp kırda gizlenmişler. Kentin dışına çıktığımızda, bizi canlı yakalayıp kenti ele geçirmeyi düşünüyorlar." 13 Görevlilerden biri, "Kentte kalan beş atla birkaç adam gönderelim, o zaman durumu anlarız" dedi, "Nasıl olsa gidecek olanlar da burada, kentte kalan nice İsrailli gibi ölüme mahkûm!" 14 Adamlar yanlarına iki atlı araba aldılar. Kral, "Gidin, ne olduğunu öğrenin" diyerek onları Aram ordusunun ardından gönderdi. 15 Adamlar Şeria Irmağına kadar Aram ordusunu izlediler. Yol baştan sona kadar Aramlıların kaçarken attıkları giysi ve eşyalarla doluydu. Haberciler dönüp krala durumu bildirdiler. 16 Bunun üzerine halk kentten çıkıp Aram ordugahını yağmaladı. RABbin dediği gibi, bir sea ince unun da, iki sea arpanın da fiyatı bir şekele düştü. 17 Kral özel yardımcısı olan komutanı kentin kapısında bırakmıştı. Halk onu kapının ağzında çiğneyerek öldürdü. Kral Elişanın evine gittiğinde, Tanrı adamı ona olacakları önceden bildirmişti. 18 Her şey Tanrı adamının krala dediği gibi oldu. "Yarın bu saatlerde Samiriye Kapısında bir sea ince un da, iki sea arpa da birer şekele satılacak" demişti. 19 Komutan da Tanrı adamına şöyle karşılık vermişti: "RAB göklerin kapaklarını açsa bile, olacak şey değil bu!" Elişa, "Sen her şeyi gözlerinle görecek, ama onlardan hiçbir şey yiyemeyeceksin!" demişti. 20 Tam dediği gibi oldu. Komutan kentin kapısında halk tarafından çiğnenerek öldü.

Benzer Ayetler (AI)

Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.

  • Vaiz 9:15-16
    2 ayetler
    82%

    15Kentte yoksul ama bilge bir adam vardı. Bilgeliğiyle kenti kurtardı. Ne var ki, kimse bu yoksul adamı anmadı.

    16Bunun üzerine, "Bilgelik güçten iyidir" dedim, "Ne yazık ki, yoksul insanın bilgeliği küçümseniyor, söyledikleri dikkate alınmıyor."

  • 13Güneşin altında bilgelik olarak şunu da gördüm, beni çok etkiledi:

  • 4Yeruşalim geniş, büyük bir kentti, ama nüfusu azdı. İçindeki evler henüz onarılmamıştı.

  • 22Bilge kişi güçlülerin kentine saldırıpGüvendikleri kaleyi yıkar.

  • 19Bilgelik, bilge kişiyi kentteki on yöneticiden daha güçlü kılar.

  • 14Yaptırdıkları kentler şimdi viran olanDünya kralları ve danışmanlarıyla birlikte,

  • 31"Ya da hangi kral başka bir kralla savaşa gittiğinde, üzerine yirmi bin askerle yürüyen düşmana on bin askerle karşı koyabilir miyim diye önce oturup bir değerlendirme yapmaz?

  • 51Kentin ortasında sağlam bir kule vardı. Kadın erkek bütün kent halkı oraya sığındı. Kapıları kapayıp kulenin damına çıktılar.

  • 11Zengin servetini bir kale,Aşılmaz bir sur sanır.

  • 2Kenti kuşat, duvarla çevir. Kente karşı toprak rampalar yap, ordugah kur, çevresine kütükler yerleştir.

  • 5Ninova Kralı topluyor seçkin askerlerini,Ama sendeliyorlar yolda. Saldıranlar kent surlarına doğru seğirtiyor,Siperler kuruluyor.

  • 14Kuşatma vakti için su biriktir kendine,Savunmanı güçlendir. Tuğla yapmak için kili çiğne,Kalıpları hazırla.

  • 15Zenginin serveti onun kalesidir,Fakirin yoksulluğu ise onu yıkıma götürür.

  • 7Asa Yahudalılara, "Bu kentleri onaralım" dedi, "Onları surlarla kuşatıp kulelerle, kapılarla, sürgülerle güçlendirelim. Ülke hâlâ bizim elimizde, çünkü Tanrımız RABbe yöneldik, O da bizi her yandan esenlikle kuşattı." Böylece yapım işlerini başarıyla bitirdiler.

  • Özd 24:31-32
    2 ayetler
    70%

    31Her yanı dikenlerin, otlarınKapladığını gördüm;Taş duvar da yıkılmıştı.

    32Gördüklerimi derin derin düşündüm,Seyrettiklerimden ibret aldım.

  • 12Yehoşafat giderek güçlendi. Yahudada kaleler, ambarlı kentler yaptırdı.

  • 9Duvarlarınızda gedik açmak için kütükler yerleştirecek, silahlarıyla kulelerinizi yıkacak.

  • 10Yeruşalimdeki evleri saydınız,Surları onarmak için evleri yıktınız.

  • 1O gün Yahudada şu ilahi söylenecek: Güçlü bir kentimiz var.Çünkü Tanrının kurtarışıKente sur ve duvar gibidir.

  • 15Sonra Kuzey Kralı gelip toprak yığarak tepecikler yapacak ve surlu kenti ele geçirecek. Güney Kralının güçleri buna karşı duramayacak. En seçme askerlerinin bile karşı durmaya güçleri yetmeyecek.

  • 5Bütün bu kentler yüksek surlarla, kapılarla, sürgülerle sağlamlaştırılmıştı. Bunlardan başka surla çevrilmemiş birçok köy de vardı.

  • 9Böylece büyük üne kavuştum, benden önce Yeruşalimde yaşayanların hepsini aştım. Bilgeliğimden de bir şey yitirmedim.

  • 15Yoavla bütün adamları varıp Avel-Beytmaaka Kentinde Şevayı kuşattılar. Topraktan kentin suruna bitişik bir yığın yaptılar ve suru devirmek için yıkmaya başladılar.

  • 9Kaleyi ansızın yıkar,Surlu kenti yerle bir eder.

  • 18İşte, bütün ülkeye -Yahuda krallarına, önderlerine, kâhinlerine, ülke halkına- karşı bugün seni surlu bir kent, demir bir direk, tunç bir duvar kıldım.

  • 11Dürüstlerin kutsamasıyla kent gelişir,Ama kötülerin ağzı kenti yerle bir eder.

  • 8Alaycı kişiler kentleri bile karıştırır,Bilgelerse öfkeyi yatıştırır.

  • 12Kent viraneye döndü,Kapıları paramparça oldu.

  • 28Kralın yüceliği halkının çokluğuna bağlıdır,Halk yok olursa hükümdar da mahvolur.

  • 14Sonra Davut Kenti için vadideki Gihon Pınarının batısından Balık Kapısının girişine kadar yüksek bir dış sur yaptı; Ofel Tepesini de bu surla çevirdi. Yahudanın bütün surlu kentlerine komutanlar yerleştirdi.

  • 16Surlu kentlere, köşelerdeki yüksek kulelere karşıSavaş borularının çalındığı,Savaş naralarının atıldığı gündür.

  • 28Bakıyorum, aralarında öğüt verebilecek kimse yok ki,Onlara danışayım, onlar da yanıtlasınlar.

  • 2Ta 15:5-6
    2 ayetler
    67%

    5O günlerde yolcuların güvenliği yoktu. Çünkü çevre ülkelerde yaşayanların tümü büyük kargaşa içindeydi.

    6Ulus ulusu, kent kenti ezmeye çalışıyordu. Çünkü Tanrı onları çeşitli sıkıntılarla tedirgin ediyordu.

  • 15Bütün yüksek kuleleri, güçlü surlarıYerle bir edecek;

  • 14Onun yıktığı onarılamaz,Onun hapsettiği kişi özgür olamaz.

  • 7"Kent kapısına gidipKürsümü meydana koyduğumda,

  • 10Gece gündüz kent surları üzerinde dolaşırlar,Haksızlık, fesat dolu kentin içi.

  • 6Savaşmak için yöntem,Zafer kazanmak için birçok danışman gerekli.

  • 18Bilgelik silahtan iyidir,Ama bir deli çıkar, her şeyi berbat eder.

  • 16Doğrunun azıcık varlığı,Pek çok kötünün servetinden iyidir.

  • 10O sırada Babil Kralı Nebukadnessarın askerleri Yeruşalimin üzerine yürüyüp kenti kuşattı.

  • 4Önceki meleğe şöyle dedi: "Koş, o gence de ki, içinde barınacak sayısız insan ve hayvandan ötürü Yeruşalim sursuz bir kent olacak.