Hezekiel 2:9
Baktım, bana doğru uzanmış bir el gördüm; içinde tomar halinde bir kitap vardı.
Baktım, bana doğru uzanmış bir el gördüm; içinde tomar halinde bir kitap vardı.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
10Tomarı önümde açtı, her iki yanı da yazılıydı. Orada ağıtlar, iniltiler, figanlar yazılıydı.
1Bana, "Ey insanoğlu, sana verileni ye. Bu tomarı yedikten sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.
2Böylece ağzımı açtım, yemem için tomarı bana verdi.
3Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim tomarı ye, mideni onunla doldur" dedi. Bunun üzerine tomarı yedim. Bal gibi tatlı geldi bana.
4Sonra şöyle dedi: "Ey insanoğlu, İsrail halkına git, onlara sözlerimi ilet.
1Gözlerimi yine kaldırıp bakınca, uçan bir tomar gördüm.
2Melek, "Ne görüyorsun?" diye sordu. "Uçan bir tomar görüyorum. Uzunluğu yirmi, genişliği on arşın" diye yanıtladım.
8Sen, ey insanoğlu, sana söyleyeceğimi dinle! Bu başkaldıran halk gibi asi olma! Ağzını aç, sana vereceğimi ye!"
1RABbin eli üzerimdeydi, Ruhuylafç beni dışarı çıkardı, kemiklerle dolu bir ovanın ortasına koydu.
2Beni onların arasında her yöne dolaştırdı. Ovada her yere yayılmış, tamamen kurumuş pek çok kemik vardı.
1Bana, "Ey insanoğlu, ayağa kalk, seninle konuşacağım" dedi.
2O benimle konuşur konuşmaz Ruh içime girdi, beni ayaklarımın üzerinde durdurdu; benimle konuşanı duydum.
22RABbin eli orada üzerimdeydi. Bana, "Kalk, ovaya git" dedi, "Orada seninle konuşacağım."
23Böylece kalkıp ovaya gittim. RABbin görkemi tıpkı Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm gibi orada durmaktaydı. Yüzüstü yere yığıldım.
1Sürgünlüğün altıncı yılı, altıncı ayın beşinci günü evde Yahudanın ileri gelenleriyle otururken Egemen RABbin eli bana dokundu.
2Baktım, insana benzer birini gördüm: Görünüşü, belinden aşağısı ateşi andırıyor, belinden yukarısı maden gibi ışıldıyordu.
9Sonra adamın sesini duyunca yüzüstü yere düşüp derin bir uykuya daldım.
10Derken bir el dokundu, titredim; beni dizlerimle ellerimin üzerine kaldırdı.
8Gökten işittiğim ses benimle yine konuşmaya başladı: "Git, denizle karanın üzerinde duran meleğin elindeki açık tomarı al" dedi.
9Meleğin yanına gidip küçük tomarı bana vermesini istedim. "Al, bunu ye!" dedi. "Midende bir acılık yapacak, ama ağzına bal gibi tatlı gelecek."
10Küçük tomarı meleğin elinden alıp yedim, ağzımda bal gibi tatlıydı. Ama yutunca midem acılaştı.
4Bana, "İnsanoğlu, gözlerinle gör, kulaklarınla işit, sana göstereceğim her şeye dikkat et" dedi, "Sen bunun için buraya getirildin. Göreceğin her şeyi İsrail halkına anlat."
9Sonra RAB elini uzatıp ağzıma dokundu, "İşte sözlerimi ağzına koydum" dedi,
7Beni avlunun giriş bölümüne getirdi. Baktım, duvarda bir delik gördüm.
8Bana, "Haydi duvarı del, insanoğlu" dedi. Duvarı deldim, orada bir kapı gördüm.
9Bana, "İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör" dedi.
1RAB bana şöyle seslendi:
1RAB bana şöyle seslendi:
2O sırada RAB bana şöyle seslendi:
1RAB bana şöyle seslendi:
1Tahtta oturanın sağ elinde iki yanı da yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir tomar gördüm.
1Sürgünlüğümüzün yirmi beşinci yılı, yılın başında, ayın onuncu günü, Yeruşalim Kentinin düşüşünün on dördüncü yılı, tam o gün RABbin eli beni yakalayıp oraya götürdü.
1RAB bana şöyle seslendi:
5gözlerimi kaldırıp bakınca keten giysi giyinmiş, beline Ufaz altınından kemer kuşanmış bir adam gördüm.
1Sonra gözlerimi kaldırıp baktım, elinde ölçü ipi tutan bir adam vardı.
8RAB bana şöyle seslendi:
8RAB bana şöyle seslendi:
9RAB bana şöyle seslendi:
4Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrailin Tanrısının görkemi oradaydı.
24Bu yüzden Tanrı o yazıyı yazan eli gönderdi.
1RAB bana şöyle seslendi:
16Yedi gün sonra RAB bana şöyle seslendi:
16Derken insanoğluna benzeyen biri dudaklarıma dokundu. Ben de ağzımı açıp konuşmaya başladım. Karşımda durana, "Ey efendim, bu görüm yüzünden acı çekiyorum, kendimi toparlayamıyorum" dedim,
15RAB bana şöyle seslendi:
23RAB bana şöyle seslendi:
8Ertesi sabah RAB bana seslendi:
1RAB bana şöyle seslendi:
17RAB bana şöyle seslendi:
3RAB bana ikinci kez seslendi:
2Elinde açılmış küçük bir tomar vardı. Sağ ayağını denize, sol ayağını karaya koyarak aslanın kükremesini andıran yüksek sesle bağırdı. O bağırınca, yedi gök gürlemesi dile gelip seslendiler.