Galatyalilar 2:10
Ancak yoksulları anımsamamızı istediler. Zaten ben de bunu yapmaya gayret ediyordum.
Ancak yoksulları anımsamamızı istediler. Zaten ben de bunu yapmaya gayret ediyordum.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
6Ama ileri gelenler -ne oldukları bence önemli değil, Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz- evet, bu ileri gelenler söylediklerime bir şey katmadılar.
7Tam tersine, Müjdeyi sünnetlilere bildirme işi nasıl Petrusa verildiyse, sünnetsizlere bildirme işinin de bana verildiğini gördüler.
8Çünkü sünnetlilere elçilik etmesi için Petrusta etkin olan Tanrı, öteki uluslara elçilik etmem için bende de etkin oldu.
9Topluluğun direkleri sayılan Yakup, Kefas ve Yuhanna bana bağışlanan lütfu sezince paydaşlığımızın işareti olarak bana ve Barnabaya sağ ellerini uzattılar. Öteki uluslara bizlerin, Yahudilere kendilerinin gitmesini uygun gördüler.
3Ellerinden geldiği kadarını, hatta daha fazlasını kendi istekleriyle verdiklerine tanıklık ederim.
4Kutsallara yapılan yardıma katkıda bulunma ayrıcalığının kendilerine verilmesi için bize yalvarıp yakardılar.
5Umduğumuzdan da öte, kendilerini önce Rabbe, sonra Tanrının isteğiyle bize adadılar.
6Bu nedenle, aranızda daha önce başladığı bu hayırlı işi tamamlaması için Titusu isteklendirdik.
4Öyle ki, bazı Makedonyalılar benimle birlikte gelir ve sizi hazırlıksız bulurlarsa, sizler bir yana, bizler duyduğumuz güvenden ötürü utanmayalım.
5Bu nedenle önce yanınıza gelmeleri ve cömertçe vermeyi vaat ettiğiniz armağanları hazırlamaları için kardeşlere ricada bulunmayı gerekli gördüm. Öyle ki, armağanınız cimrilik değil, cömertlik örneği olarak hazır olsun.
8Size hizmet etmek için yardım aldığım başka kiliseleri adeta soydum.
9Aranızdayken ihtiyacım olduğu halde hiçbirinize yük olmadım. Çünkü Makedonyadan gelen kardeşler eksiklerimi tamamladılar. Size yük olmamaya hep özen gösterdim, bundan böyle de özen göstereceğim.
14Müjde gerçeğine uygun davranmadıklarını görünce hepsinin önünde Kefasa şöyle dedim: "Yahudi olduğun halde Yahudi gibi değil, öteki uluslardan biri gibi yaşıyorsun, nasıl olur da ulusları Yahudi gibi yaşamaya zorlarsın?
29Öğrenciler, her biri kendi gücü oranında, Yahudiyede yaşayan kardeşlere gönderilmek üzere yardım toplamayı kararlaştırdılar.
30Bu kararı yerine getirip bağışlarını Barnaba ve Saul'un eliyle kilisenin ihtiyarlarına gönderdiler.
12Övündükleri konuda bize eşit sayılmak isteyen fırsatçılara fırsat vermemek için, yaptığımı yapmaya devam edeceğim.
13Amacımız sizi sıkıntıya sokup başkalarını rahatlatmak değildir. Ama eşitlik olsun diye, şimdi elinizdeki fazlalık onların eksiğini tamamladığı gibi, başka zaman onların elindeki fazlalık sizin eksiğinizi tamamlasın. Öyle ki, "Çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu" diye yazılmış olduğu gibi, eşitlik olsun.
13Size yük olmayışımdan başka öbür kiliselerden ne eksiğiniz var ki? Bu haksızlığımı bağışlayın!
11Ne var ki, Kefas Antakyaya geldiği zaman, suçlu olduğu için ona açıkça karşı geldim.
12Çünkü Yakupun yanından bazı adamlar gelmeden önce Kefas öteki uluslardan olanlarla birlikte yemek yerdi. Ama o adamlar gelince sünnet yanlılarından korkarak sünnetsizlerden uzaklaştı, onlarla yemek yemez oldu.
13Müjdenin uğruna tutuklu kaldığım sürece senin yerine bana hizmet etmesi için onu yanımda alıkoymak isterdim; ama senin onayın olmadan bir şey yapmak istemedim. Öyle ki, yapacağın iyilik zorunluluktanmış gibi görünmesin, gönülden olsun.
6Geçimi için çalışması gereken yalnız Barnabayla ben miyim?
34Siz de bilirsiniz ki, bu eller hem benim, hem de benimle birlikte olanların gereksinmelerini karşılamak için hizmet etmiştir.
19Üstelik bu kardeş, Rabbi yüceltmek ve yardıma hazır olduğumuzu göstermek için yürüttüğümüz bu hayırlı hizmette yol arkadaşımız olmak üzere kiliseler tarafından seçildi.
20Bu büyük bağışla ilgili hizmetimizde kimsenin eleştirisine hedef olmamaya özen gösteriyoruz.
21Çünkü yalnız Rabbin gözünde değil, insanların gözünde de doğru olanı yapmaya dikkat ediyoruz.
10Bunun için fırsatımız varken herkese, özellikle iman ailesinin üyelerine iyilik yapalım.
17Kardeşler, kısa bir süre için düşüncede olmasa da bedende sizden ırak düştük. Ama büyük bir özlemle yüzünüzü yeniden görmek için çok çaba gösterdik.
5Sözüm ona üstün elçilerden hiç de aşağı olduğumu sanmıyorum!
2Vahiy uyarınca gittim. Boş yere koşmayayım ya da koşmuş olmayayım diye, öteki uluslar arasında yaydığım Müjdeyi özel olarak ileri gelenlere sundum.
3Benimle birlikte olan Titus bile Grek olmasına karşın sünnet edilmeye zorlanmadı.
26Çünkü Makedonya ve Ahayada bulunanlar, Yeruşalimdeki kutsallar arasında yoksul olanlar için yardım toplamayı uygun gördüler.
27Evet, uygun gördüler. Gerçekte onlara yardım borçlular. Uluslar, onların ruhsal bereketlerine ortak olduklarına göre, maddesel bereketlerle onlara hizmet etmeye borçlular.
8Bu nedenle, gerekeni sana buyurmaya Mesihte büyük cesaretim olduğu halde, şimdi Mesih İsa uğruna tutuklu bulunan ben yaşlı Pavlus sana sevgiyle rica etmeyi yeğliyorum.
1Kutsallara yapılacak bu yardımla ilgili olarak size yazmama gerek yok.
9Rabbimiz İsa Mesihin lütfunu bilirsiniz. Onun yoksulluğuyla siz zengin olasınız diye, zengin olduğu halde sizin uğrunuza yoksul oldu.
10Bu konuda size yararlı olanı salık veriyorum. Geçen yıl bağış toplamaya ilk girişen, hatta buna ilk heveslenen siz oldunuz.
13Kardeşler, öteki uluslar arasında olduğu gibi, çalışmalarımın sizin aranızda da ürün vermesi için yanınıza gelmeyi birçok kez amaçladığımı, ama şimdiye dek hep engellendiğimi bilmenizi istiyorum.
12Bedende gösterişe önem verenler, yalnız Mesihin çarmıhı uğruna zulüm görmemek için sizi sünnet olmaya zorluyorlar.
9Evet, kardeşler, nasıl uğraşıp didindiğimizi anımsarsınız. Hiçbirinize yük olmamak için gece gündüz çalıştık, Tanrının Müjdesini size duyurduk.
17Böylelikle Tanrı, Rab İsa Mesihe inanmış olan bizlere verdiği armağanın aynısını onlara verdiyse, ben kimim ki Tanrıya karşı koyayım?"
9Sizi sınamak ve her durumda söz dinleyenler olup olmadığınızı anlamak için yazdım size.
23Yalnız, "Bir zamanlar bize zulmeden adam, önceleri yıkmaya çalıştığı imanı şimdi yayıyor" dendiğini duymuşlardı.
15Şimdi o sevincinize ne oldu? Sizin için tanıklık ederim ki, elinizden gelse gözlerinizi oyar bana verirdiniz.