Eyüp 22:13
Sen ise, 'Tanrı ne bilir?' diyorsun,'Zifiri karanlığın içinden yargılayabilir mi?
Sen ise, 'Tanrı ne bilir?' diyorsun,'Zifiri karanlığın içinden yargılayabilir mi?
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
14Koyu bulutlar Ona engeldir, göremez,Gökkubbenin üzerinde dolaşır.'
11Her şey kararıyor, göremez oluyorsun,Seller altına alıyor seni.
12"Tanrı göklerin yükseklerinde değil mi?Yıldızlara bak, ne kadar yüksekteler!
15Tanrının bulutları nasıl düzenlediğini,Şimşeğini nasıl çaktırdığını biliyor musun?
16Bulutların dengesini,Bilgisi kusursuz olanın şaşılası işlerini biliyor musun?
11Derler ki, "Tanrı nasıl bilir?Bilgisi var mı Yüceler Yücesinin?"
18Dünyanın genişliğini kavradın mı?Anlat bana, bütün bunları biliyorsan.
19"Işığın bulunduğu yerin yolu nerede?Ya karanlık, onun yeri neresi?
20Onları yerlerine götürebilir misin?Evlerinin yolunu biliyor musun?
32Şimşeği elleriyle tutar,Hedefine vurmasını buyurur.
33Biliyor musun göklerin yasalarını?Tanrının yönetimini yeryüzünde kurabilir misin?
34"Başına bol yağmur yağsın diyeBulutlara sesini duyurabilir misin?
7"Tanrının derin sırlarını anlayabilir misin?Her Şeye Gücü Yetenin sınırlarına ulaşabilir misin?
8Onlar gökler kadar yüksektir, ne yapabilirsin?Ölüler diyarından derindir, nasıl anlayabilirsin?
12Karanlığı örtündü,Kara bulutları kendine çardak yaptı.
29Bulutları nasıl yaydığını,Göksel konutundan nasıl gürlediğini kim anlayabilir?
5Göklere bak da gör,Üzerinde yükselen bulutlara göz gezdir.
6Günah işlersen, Tanrıya ne zararı olur?İsyanların çoksa ne olur Ona?
3Gözlerini böyle birine mi dikiyorsun,Yargılamak için önüne çağırıyorsun?
2"Bilgisizce sözlerleTasarımı karartan bu adam kim?
22"En yüksektekileri bile yargılayan TanrıyaKim akıl öğretebilir?
21Rüzgar geçip göğü temizlediğindeGökte parıldayan ışığa kimse bakamaz.
22Altın parıltısı geliyor kuzeyden,Tanrı korkunç görkeme bürünmüş.
23Her Şeye Gücü Yetene biz ulaşamayız.Gücü yücedir,Adaleti ve eşsiz doğruluğuyla kimseyi ezmez.
11Karanlığı örtündü,Kara bulutları kendine çardak yaptı.
14Onu görmediğini söylediğin zaman bileDavan Onun önündedir, bekle;
18Dökme tunç bir ayna kadar sert olan gökkubbeyiOnunla birlikte yayabilir misin?
19"Ona ne söyleyeceğimizi öğret bize,Çünkü karanlık yüzünden sözümüze düzen veremiyoruz.
22Derin ve gizli şeyleri ortaya çıkarır,Karanlıkta neler olduğunu bilir,Çevresi ışıkla kuşatılmıştır.
9Dolunayın yüzünü örter,Üstüne bulutlarını serper.
12Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için,Gece, gündüz gibi ışıldar,Karanlıkla aydınlık birdir senin için.
2Bulut ve zifiri karanlık sarmış çevresini,Doğruluk ve adalettir tahtının temeli.
27Ey Yakup soyu, ey İsrail!Neden, "RAB başıma gelenleri görmüyor,Tanrı hakkımı gözetmiyor?" diye yakınıyorsun?
37Kimin bulutları sayacak bilgisi var?Kim göklerin tulumlarını boşaltabilir,
4Seni azarlaması, dava etmesiOndan korktuğun için mi?
44Dualar sana erişmesin diyeBulutları örtündün.
22Karanlıkların derin sırlarını açar,Ölüm gölgesini aydınlığa çıkarır.
11Bulutlara nem yükler,Şimşeğini her yana yayar.
3Tanrı adaleti saptırır mı,Her Şeye Gücü Yeten doğru olanı çarpıtır mı?
3'Tasarımı bilgisizce karartan bu adam kim?' diye sordun.Kuşkusuz anlamadığım şeyleri konuştum,Beni aşan, bilmediğim şaşılası işleri.
22Kötülük yapanların gizlenebileceğiNe karanlık bir yer vardır, ne de ölüm gölgesi.
13İnsanın hiçbir sözünü yanıtlamıyor diyeNiçin Onunla çekişiyorsun?
11İşte, yanımdan geçer, Onu göremem,Geçip gider, farkına bile varmam.
14Bunlar yaptıklarının küçücük parçaları,O'ndan duyduğumuz hafif bir fısıltıdır.Gürleyen gücünü kim anlayabilir?"fı sözleridir.
17Karanlık beni susturamadı,Yüzümü örten koyu karanlık.
2"Biliyorum, gerçekten öyledir,Ama Tanrının önünde insan nasıl haklı çıkabilir?
23Onun yolunu Tanrı anlar,Yerini bilen Odur.
24Niçin yüzünü gizliyorsun,Beni düşman gibi görüyorsun? çağrıştırıyor, bu yolla bir söz sanatı yapılmış.
6Boyu göklere erişse,Başı bulutlara değse bile,
5Karanlık ve ölüm gölgesi sahip çıksın o güne,Bulut çöksün üzerine;Işığını karanlık söndürsün.