Luka 22:38
"Ya Rab, işte burada iki kılıç var" dediler. O da onlara, "Yeter!" dedi.
"Ya Rab, işte burada iki kılıç var" dediler. O da onlara, "Yeter!" dedi.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
49İsanın çevresindekiler olacakları anlayınca, "Ya Rab, kılıçla vuralım mı?" dediler.
50İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.
51Ama İsa, "Bırakın, yeter!" dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi.
52İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının komutanlarına ve ileri gelenlere şöyle dedi: "Niçin bir haydutmuşum gibi kılıç ve sopalarla geldiniz?
35Sonra İsa onlara, "Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız gönderdiğim zaman, herhangi bir eksiğiniz oldu mu?" diye sordu. "Hiçbir eksiğimiz olmadı" dediler.
36O da onlara, "Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın" dedi. "Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın.
37Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan şu sözün yaşamımda yerine gelmesi gerekiyor: 'O, suçlularla bir sayıldı.' Gerçekten de benimle ilgili yazılmış olanlar yerine gelmektedir."
51İsayla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
52O zaman İsa ona, "Kılıcını yerine koy!" dedi. "Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
53Yoksa Babamdan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir.
54Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?"
55Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: "Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz? Her gün tapınakta oturup öğretiyordum, beni tutuklamadınız.
47İsanın yanında bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
48İsa onlara, "Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz?" dedi.
39İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağına gitti. Öğrenciler de Onun ardından gittiler.
9Kendisinin daha önce söylediği, "Senin bana verdiklerinden hiçbirini yitirmedim" şeklindeki sözü yerine gelsin diye böyle konuştu.
10Simun Petrus yanında taşıdığı kılıcı çekti, başkâhinin Malkus adındaki kölesine vurup sağ kulağını kopardı.
11İsa Petrusa, "Kılıcını kınına koy! Babanın bana verdiği kâseden içmeyeyim mi?" dedi.
40Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsaya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
41İsa üçüncü kez yanlarına döndü, "Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?" dedi. "Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor.
42Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!"
43Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı.
8Filipus, "Ya Rab, bize Babayı göster, bu bize yeter" dedi.
3Size bir şey diyen olursa, 'Rabbin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz."
4Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:
34Onlar da, "Rabbin ona ihtiyacı var" karşılığını verdiler.
33Simun İsaya, "Ya Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de gitmeye hazırım" dedi.
37İsa ise, "Onlara siz yiyecek verin" diye karşılık verdi. Öğrenciler İsaya, "Gidip iki yüz dinarlık ekmek alıp onlara yedirelim mi yani?" diye sordular.
38İsa onlara, "Kaç ekmeğiniz var, gidin bakın" dedi. Öğrenip geldiler, "Beş ekmekle iki balığımız var" dediler.
45Sonra öğrencilerin yanına dönerek, "Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?" dedi. "İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor.
25Öğrencinin öğretmeni gibi, kölenin de efendisi gibi olması yeterlidir. İnsanlar evin efendisine Baalzevul derlerse, ev halkına neler demezler!"
1İsa bütün bunları anlattıktan sonra öğrencilerine, "İki gün sonra Fısıh Bayramı olduğunu biliyorsunuz" dedi, "İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek."
47İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda geldi. Yanında, başkâhinlerle halkın ileri gelenleri tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı.
38Onlara, "Ölesiye kederliyim" dedi. "Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun."
29Zeytin Dağının yamacındaki Beytfaci ile Beytanyaya yaklaştığında iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, "Karşıdaki köye gidin" dedi, "Köye girince, üzerine daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana getirin.
17Öğrenciler, "Burada beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok ki" dediler.
18İsa, "Onları buraya, bana getirin" dedi.
71"Artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?" dediler. "İşte kendi ağzından duyduk!"
13İsa, "Onlara siz yiyecek verin" dedi. "Beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok" dediler. "Yoksa bunca halk için yiyecek almaya biz mi gidelim?"
38" 'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz.
25Kalabalık halk toplulukları İsayla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: "Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz.
25"Ona, 'Efendimiz' dediler, 'Onun zaten on minası var!'
51İsa, "Bütün bunları anladınız mı?" diye sordu. "Evet" karşılığını verdiler.
34İsa, "Baba, onları bağışla" dedi. "Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar." Onun giysilerini aralarında paylaşmak için kura çektiler.
7Filipus Ona şu yanıtı verdi: "Her birinin bir lokma yiyebilmesi için iki yüz dinarlık ekmek bile yetmez."
32Gönderilen öğrenciler gittiler, her şeyi İsanın kendilerine anlattığı gibi buldular.
9Esav, "Benim yeterince malım var, kardeşim" dedi, "Senin malın sana kalsın."
38İsayla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydut da çarmıha gerildi.
9Ona, "Nerede hazırlık yapmamızı istersin?" diye sordular.