Markos 9:10
Bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, "Ölümden dirilmek ne demek?" diye tartışıp durdular.
Bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, "Ölümden dirilmek ne demek?" diye tartışıp durdular.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
8Öğrenciler birden çevrelerine baktılar, ama bu kez yanlarında İsadan başka kimseyi göremediler.
9Dağdan inerlerken İsa, İnsanoğlu ölümden dirilmeden orada gördüklerini hiç kimseye söylememeleri için onları uyardı.
9Dağdan inerlerken İsa onlara, "İnsanoğlu ölümden dirilmeden, gördüklerinizi kimseye söylemeyin" diye buyurdu.
10Öğrencileri Ona şunu sordular: "Peki, din bilginleri neden önce İlyasın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?"
30Oradan ayrılmış, Celile bölgesinden geçiyorlardı. İsa hiç kimsenin bunu bilmesini istemiyordu.
31Öğrencilerine öğretirken şöyle diyordu: "İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama öldürüldükten üç gün sonra dirilecek."
32Onlar bu sözleri anlamıyor, İsaya soru sormaktan da korkuyorlardı.
33Kefarnahuma vardılar. Eve girdikten sonra İsa onlara, "Yolda neyi tartışıyordunuz?" diye sordu.
34Hiç birinden ses çıkmadı. Çünkü yolda aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmışlardı.
9İsanın ölümden dirilmesi gerektiğini belirten Kutsal Yazıyı henüz anlamamışlardı.
45Onlar bu sözü anlamadılar. Sözü kavramasınlar diye anlamı kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsaya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardı.
46Öğrenciler, aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmaya başladılar.
2Haftanın ilk günü sabah çok erkenden, güneşin doğuşuyla birlikte mezara gittiler.
3Aralarında, "Mezarın girişindeki taşı bizim için kim yana yuvarlayacak?" diye konuşuyorlardı.
36Ses kesilince İsanın tek başına olduğu görüldü. Öğrenciler bunu gizli tuttular ve o günlerde hiç kimseye gördüklerinden söz etmediler.
37Ertesi gün dağdan indikleri zaman, İsayı büyük bir kalabalık karşıladı.
11İsaya, "Din bilginleri neden önce İlyasın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?" diye sordular.
7İnsanoğlunun günahlı insanların eline verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti."
8O zaman İsanın sözlerini anımsadılar.
34Öğrenciler bu sözlerden hiçbir şey anlamadılar. Bu sözlerin anlamı onlardan gizlenmişti, anlatılanları kavrayamıyorlardı.
30Bunun üzerine İsa bu konuda kimseye bir şey söylememeleri için onları uyardı.
5Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise onlara, "Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?" dediler.
16İsa öğrencilerine, "Onlarla ne tartışıyorsunuz?" diye sordu.
22İsa ölümden dirilince öğrencileri bu sözü söylediğini hatırladılar, Kutsal Yazıya ve İsanın söylediği bu söze iman ettiler.
21İsa, onları uyararak bunu hiç kimseye söylememelerini buyurdu.
9İsa, bu benzetmenin anlamını kendisinden soran öğrencilerine, "Tanrı Egemenliğinin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi" dedi. "Ama başkalarına benzetmelerle sesleniyorum. Öyle ki, 'Gördükleri halde görmesinler, Duydukları halde anlamasınlar.'
5Bunu aralarında şöyle tartıştılar: " 'Tanrıdan' dersek, 'Ona niçin inanmadınız?' diyecek.
8Kadınlar mezardan çıkıp kaçtılar. Onları bir titreme, bir şaşkınlık almıştı. Korkularından kimseye bir şey söylemediler.
14Öteki öğrencilerin yanına döndüklerinde, onların çevresinde büyük bir kalabalığın toplandığını, birtakım din bilginlerinin onlarla tartıştığını gördüler.
19Şöyle yanıtladılar: "Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi İlyas, kimi de eski peygamberlerden biri dirilmiş, diyor."
30Ama Tanrı Onu ölümden diriltti.
32Yola çıkmış Yeruşalime gidiyorlardı. İsa önlerinde yürüyordu. Öğrencileri şaşkınlık içindeydi, ardından gelenler ise korkuyorlardı. İsa Onikileri yine bir yana çekip kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı: "Şimdi Yeruşalime gidiyoruz" dedi. "İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek. Onlar da Onu ölüm cezasına çarptıracak ve öteki uluslara teslim edecekler.
1İsa, "Size doğrusunu söyleyeyim" diye devam etti, "Burada bulunanlar arasında, Tanrı Egemenliğinin güçlü biçimde gerçekleştiğini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var."
2Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yuhannayı alarak yüksek bir dağa çıktı. Onların gözü önünde İsanın görünümü değişti.
4O anda Musayla İlyas öğrencilere göründü. İsayla konuşuyorlardı.
31Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: " 'Tanrıdan' dersek, 'Öyleyse ona niçin inanmadınız?' diyecek.
6Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Çünkü çok korkmuşlardı.
13İsa Lazarın ölümünden söz ediyordu, ama onlar olağan uykudan söz ettiğini sanmışlardı.
16Ama onların gözleri Onu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.
17İsa, "Yolda birbirinizle ne tartışıp duruyorsunuz?" dedi. Üzgün bir halde, oldukları yerde durdular.
12Hepsi hayret ve şaşkınlık içinde birbirlerine, "Bunun anlamı ne?" diye sordular.
26İsayı, halkın önünde söylediği sözlerle tuzağa düşüremediler. Verdiği yanıta şaşarak susup kaldılar.
32Petrus ile yanındakilerin üzerine uyku çökmüştü. Ama uykuları iyice dağılınca İsanın görkemini ve yanında duran iki kişiyi gördüler.
33Bunlar İsanın yanından ayrılırken Petrus İsaya, "Efendimiz" dedi, "Burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musaya, biri de İlyasa." Aslında ne söylediğinin farkında değildi.
14Bütün bu olup bitenleri kendi aralarında konuşuyorlardı.
23Elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar.
30O anda görkem içinde beliren iki kişi İsayla konuşmaya başladılar. Bunlar Musa ile İlyastı. İsanın yakında Yeruşalimde gerçekleşecek olan ayrılışını konuşuyorlardı.
30Ve adamların gözleri açıldı. İsa, "Sakın kimse bunu bilmesin" diyerek onları sıkı sıkı uyardı.