1. Samuel 9:7
Saul, "Gidersek, adama ne götüreceğiz?" dedi, "Torbalarımızdaki ekmek tükendi. Tanrı adamına götürecek bir armağanımız yok. Neyimiz kaldı ki?"
Saul, "Gidersek, adama ne götüreceğiz?" dedi, "Torbalarımızdaki ekmek tükendi. Tanrı adamına götürecek bir armağanımız yok. Neyimiz kaldı ki?"
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
8Hizmetkâr, "Bak, bende çeyrek şekel gümüş var" diye karşılık verdi, "Gideceğimiz yolu bize göstermesi için bunu Tanrı adamına vereceğim."
9-Eskiden İsrailde biri Tanrıya bir şey sormak istediğinde, "Haydi, biliciye gidelim" derdi. Çünkü bugün peygamber denilene o zaman bilici denirdi.-
10Saul hizmetkârına, "İyi, haydi gidelim" dedi. Böylece Tanrı adamının yaşadığı kente gittiler.
11Yokuştan kente doğru çıkarlarken, kuyudan su çekmeye giden kızlarla karşılaştılar. Onlara, "Bilici burada mı?" diye sordular.
5Suf bölgesine varınca, Saul yanındaki hizmetkârına, "Haydi dönelim! Yoksa babam eşekleri düşünmekten vazgeçip bizim için kaygılanmaya başlar" dedi.
6Hizmetkâr, "Bak, bu kentte saygın bir Tanrı adamı vardır" diye karşılık verdi, "Bütün söyledikleri bir bir yerine geliyor. Şimdi ona gidelim. Belki gideceğimiz yolu o bize gösterir."
27Kentin sınırına yaklaşırken Samuel Saul'a, "Hizmetkâra önümüzden gitmesini söyle" dedi. Hizmetkâr öne geçince, Samuel, "Ama sen dur" diye ekledi, "Sana Tanrı'nın sözünü bildireceğim." konuştu", Septuaginta "Saul için damda bir döşek serildi, o da orada yattı."
23Sonra aşçıya, "Sana verdiğim ve bir kenara ayırmanı söylediğim payı getir" dedi.
24Aşçı budu getirip Saulun önüne koydu. Samuel, "İşte senin için ayrılan parça, buyur ye!" dedi, "Çünkü bunu belirtilen gün çağırdığım halkla birlikte yemen için sakladım." O gün Saul Samuelle yemek yedi.
18Saul kent kapısında duran Samuele yaklaştı. "Bilicinin evi nerede, lütfen söyler misin?" dedi.
19Samuel, "Bilici benim" diye yanıtladı, "Önümden tapınma yerine çıkın. Bugün benimle birlikte yemek yiyeceksiniz. Yarın sabah düşündüğün her şeyi sana bildirip seni geri gönderirim.
20Saul birden boylu boyunca yere düştü. Samuelin sözlerinden ötürü büyük korkuya kapıldı. Gücü de kalmamıştı; çünkü bütün gün, bütün gece yemek yememişti.
21Kadın Saula yaklaştı. Onun büyük şaşkınlık içinde olduğunu görünce, "Bak, kölen sözünü dinledi" dedi, "Canımı tehlikeye atarak benden istediğini yaptım.
22Şimdi lütfen kölenin söyleyeceğini dinle. İzin ver de, önüne biraz yemek koyayım. Yoluna devam edecek gücün olması için yemek yemelisin."
9Saul, "Yakmalık sunuları ve esenlik sunularını bana getirin" dedi. Sonra yakmalık sunuyu sundu.
10Saul yakmalık sununun sunulmasını bitirir bitirmez Samuel geldi. Saul selamlamak için onu karşılamaya çıktı.
36Saul adamlarına, "Haydi, bu gece Filistlilere saldıralım" dedi, "Tan ağarıncaya dek mallarını yağmalayalım, onlardan bir tekini bile sağ bırakmayalım." Adamlar, "Sence uygun olan neyse onu yap" diye karşılık verdiler. Ama kâhin, "Burada Tanrıya danışalım" dedi.
37Bunun üzerine Saul Tanrıya, "Filistlilere saldırmaya gideyim mi? Onları İsraillilerin eline teslim edecek misin?" diye sordu. Ama Tanrı o gün yanıt vermedi.
3Şu an elinde ne var? Bana beş somun ekmek ya da başka ne varsa ver."
4Seni selamlayıp iki somun ekmek verecekler. Sen de kabul edeceksin.
13Saul, "Neden sen ve İşay oğlu bana karşı düzen kurdunuz?" dedi, "Çünkü ona ekmek, kılıç verdin ve onun için Tanrıya danıştın. O da bana karşı ayaklandı ve bugün yaptığı gibi pusu kurdu."
3Bir gün Saulun babası Kişin eşekleri kayboldu. Kiş, oğlu Saula, "Hizmetkârlardan birini yanına al da git, eşekleri ara" dedi.
14Saul, "Neye benziyor?" diye sordu. Kadın, "Cüppe giymiş yaşlı bir adam yukarıya çıkıyor" dedi. O zaman Saul onun Samuel olduğunu anladı; eğilip yüzüstü yere kapandı.
15Samuel Saula, "Neden beni çağırtıp rahatsız ettin?" dedi. Saul, "Büyük sıkıntı içindeyim" diye yanıtladı, "Filistliler bana karşı savaşıyor ve Tanrı da beni terk etti. Artık bana ne peygamberler aracılığıyla, ne de düşlerle yanıt veriyor. Bu yüzden, ne yapmam gerektiğini bana bildirmen için seni çağırttım."
25Sonra Saul'la görevlilerinin önüne koydu. Onlar da yediler. Sonra o gece kalkıp gittiler.
14Amcası, Saul ile hizmetkârına, "Nerede kaldınız?" diye sordu. Saul, "Eşekleri arıyorduk" diye karşılık verdi, "Onları bulamayınca, Samuele gittik."
15Amcası, "Samuel sana neler söyledi, lütfen bana da anlat" dedi.
2Samuel, "Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!" dedi. RAB şöyle yanıtladı: "Yanına bir düve al ve, 'RABbe kurban sunmak için geldim' de.
13Kente girer girmez, yemek için tapınma yerine çıkmadan önce onu bulacaksınız. Kurbanı o kutsayacağı için, kendisi gelmeden halk yemek yemez. Çağrılı olanlar o geldikten sonra yemeye başlar. Şimdi gidin, onu hemen bulursunuz."
14Saulla hizmetkârı kente gittiler. Kente girdiklerinde, tapınma yerine çıkmaya hazırlanan Samuel onlara doğru ilerliyordu.
15Saul gelmeden bir gün önce RAB Samuele şunu açıklamıştı:
27Ama bazı kötü kişiler, "O bizi nasıl kurtarabilir?" diyerek Saul'u küçümsediler ve ona armağan vermediler. Saul ise buna aldırmadı.
19Eşeklerimiz için yem ve saman, kendim, cariyem ve uşağım için ekmek ve şarap var. Hepimiz sana hizmet etmeye hazırız. Hiçbir eksiğimiz yok."
5Tam o sırada Saul, öküzlerinin ardında, tarladan dönüyordu. "Halka ne oldu? Neden böyle ağlıyorlar?" diye sordu. Yaveşlilerin söylediklerini ona anlattılar.
17Bir gün İşay, oğlu Davuta şöyle dedi: "Kardeşlerin için şu kavrulmuş bir efa buğdayla on somun ekmeği al, çabucak ordugaha, kardeşlerinin yanına git.
17Bunun üzerine Saul yanındaki adamlara, "Yoklama yapın da aramızdan kimin ayrıldığını görün" dedi. Yoklama yapılınca Yonatanla silahını taşıyan gencin orada olmadığını anladılar.
14Samuel, "Öyleyse nedir kulağıma gelen bu koyun melemesi? Nedir bu duyduğum sığır böğürmesi?" diye sordu.
15Saul şöyle yanıtladı: "Halk bunları Amaleklilerden getirdi. Tanrın RABbe kurban sunmak üzere davarların, sığırların en iyilerini esirgediler. Ama geri kalanları tümüyle yok ettik."
16Samuel, "Dur da bu gece RABbin bana neler söylediğini sana bildireyim" dedi. Saul, "Söyle" diye karşılık verdi.
8Uşaklarına sor, sana söyleyecekler. Bunun için adamlarıma yakınlık göster. Çünkü sana şenlik zamanında geldik. Lütfen kullarına ve oğlun Davuta elinden geleni ver.' "
9"Eğer bize, 'Yanınıza gelene dek bekleyin' derlerse, olduğumuz yerde kalırız, gitmeyiz.
20İşay ekmek yüklü bir eşek, bir tulum şarap, bir de oğlak alıp oğlu Davutla birlikte Saula gönderdi.
4Givonlular ona şöyle karşılık verdi: "Saulla ailesinden ne altın ne de gümüş isteriz; İsrailde herhangi birini öldürmek de istemeyiz." Davut, "Ne isterseniz yaparım" dedi.
8Davut Ahimeleke, "Yanında mızrak ya da kılıç yok mu?" diye sordu, "Kralın işi acele olduğundan, yanıma ne kılıcımı aldım, ne de başka bir silah." "Alıkonulmuş".
11Keila halkı beni onun eline teslim eder mi? Kulunun duymuş olduğu gibi Saul gelecek mi? Ey İsrailin Tanrısı RAB, yalvarırım, kuluna bildir!" RAB, "Saul gelecek" yanıtını verdi.
18"Efendim, ben kulunu neden kovalıyorsun? Ne yaptım? Ne suç işledim?
8Şimdi benden önce Gilgala git. Yakmalık sunuları sunmak ve esenlik kurbanlarını kesmek için ben de yanına geleceğim. Ancak, ben yanına gelip ne yapacağını bildirene dek yedi gün beklemen gerekecek."
11Kadın su getirmeye giderken İlyas yine seslendi: "Lütfen bir parça da ekmek getir."
6Bunun üzerine kâhin ona kutsanmış ekmek verdi; çünkü orada huzura konan ekmekten başka ekmek yoktu. Bu ekmek RABbin huzurundan alındığı gün yerine sıcak ekmek konurdu. huzuruna konan ekmek diye de bilinir.
12Size gelmek için yola çıktığımız gün azık olarak evden aldığımız şu ekmekler sıcacıktı. Bakın şimdi, kurumuş, küflenmişler.