2. Samuel 17:8
"Baban Davutla adamlarının güçlü savaşçılar olduklarını biliyorsun. Kırda yavrularından yoksun bırakılmış bir ayı gibi öfkeliler. Baban deneyimli bir savaşçıdır, geceyi askerlerle geçirmez.
"Baban Davutla adamlarının güçlü savaşçılar olduklarını biliyorsun. Kırda yavrularından yoksun bırakılmış bir ayı gibi öfkeliler. Baban deneyimli bir savaşçıdır, geceyi askerlerle geçirmez.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
9Şu anda ya bir mağarada ya da başka bir yerde gizlenmiştir. Davut askerlerine karşı ilk saldırıyı yapınca, bunu her duyan, 'Avşalomu destekleyenler arasında kırım var' diyecek.
10O zaman aslan yürekli yiğitler bile korkuya kapılacak. Çünkü bütün İsrailliler babanın güçlü, yanındakilerin de yiğit olduğunu bilir.
4Bu öğüt Avşalomu ve İsrail ileri gelenlerini hoşnut etti.
5Avşalom, "Arklı Huşayı da çağırın, neler söyleyeceğini duyalım" dedi.
6Huşay gelince Avşalom, "Ahitofel bu öğüdü verdi" dedi, "Onun öğüdüne uyalım mı? Yoksa, sen öğüt ver."
7Huşay Avşaloma, "Bu kez Ahitofelin verdiği öğüt iyi değil" dedi,
13Eğer bir kente çekilirse, İsrailliler o kente halatlar getirir, tek bir taş kalmayıncaya dek kenti vadiye indiririz."
14Avşalomla İsrailliler, "Arklı Huşayın öğüdü Ahitofelin öğüdünden daha iyi" dediler. Çünkü RAB, Avşalomu yıkıma uğratmak için, Ahitofelin iyi öğüdünü boşa çıkarmayı tasarlamıştı.
15Huşay Kâhin Sadokla Kâhin Aviyatara şöyle dedi: "Ahitofel Avşaloma ve İsrailin ileri gelenlerine böyle öğüt verdi, bense şöyle öğüt verdim.
16Şimdi siz Davuta hemen şu haberi gönderin: 'Geceyi kırdaki ırmağın sığ yerinde geçirme, duraksamadan karşı yakaya geç; yoksa kral da yanındakilerin tümü de yok olabilir.' "
1Ahitofel Avşaloma şöyle dedi: "İzin ver de on iki bin kişi seçeyim, bu gece kalkıp Davutun peşine düşeyim.
2Davut yorgun ve güçsüzken ona saldırıp gözünü korkutayım. Yanındakilerin hepsi kaçacaktır. Ben de yalnız Kral Davutu öldürürüm.
15Avşalomla İsrail halkı Yeruşalime girmişlerdi. Ahitofel de Avşalomla birlikteydi.
16Davutun dostu Arklı Huşay, Avşalomun yanına varınca, "Yaşasın kral! Yaşasın kral!" diye bağırdı.
17Avşalom Huşaya, "Dostuna bağlılığın bu mu? Neden dostunla gitmedin?" diye sordu.
18Huşay, "Hayır" diye yanıtladı, "Ben RABbin, bu halkın ve bütün İsraillilerin seçtiği kişiden yana olacağım, onun yanında kalacağım.
19Üstelik Davut oğlu Avşalomdan başka kime hizmet edeceğim? Babana nasıl hizmet ettiysem, sana da öyle hizmet edeceğim."
20Avşalom Ahitofele, "Ne yapmalıyız, bize öğüt ver" dedi.
21Ahitofel, "Babanın saraya bakmak için bıraktığı cariyelerle yat" diye karşılık verdi, "Böylece bütün İsrail babanın nefretini kazandığını duyacak ve seni destekleyenlerin tümü kendilerini daha da güçlenmiş bulacaklar."
22Sarayın damında Avşalom için bir çadır kurdular. Avşalom bütün İsraillilerin gözü önünde babasının cariyelerinin yanına girdi.
23O günlerde Ahitofel'in verdiği öğüt, Tanrı sözünü ileten bir adamınki gibiydi. Davut da, Avşalom da onun öğüdünü öyle kabul ederlerdi.
34"Ama kente döner ve Avşaloma, 'Ey kral, senin kulun olacağım; geçmişte babana nasıl kulluk ettiysem, şimdi de sana öyle kulluk edeceğim' dersen, Ahitofelin öğüdünü benim için boşa çıkarırsın.
11Yeruşalimden çağrılan iki yüz kişi olup bitenden haberleri olmaksızın, iyi niyetle Avşalomla birlikte gittiler.
12Avşalom kurbanları keserken, Davutun danışmanı Gilolu Ahitofeli de Gilo Kentinden getirtti. Böylece ayaklanma güç kazandı. Çünkü Avşalomu izleyen halkın sayısı giderek çoğalıyordu.
13Bir ulak gelip Davuta, "İsrailliler Avşaloma yürekten bağlandı" dedi.
14Bunun üzerine Davut Yeruşalimde kendisiyle birlikte olan bütün görevlilerine şöyle dedi: "Haydi kaçalım! Yoksa Avşalomdan kaçıp kurtulamayacağız. Hemen gidelim! Yoksa Avşalom ardımızdan çabucak yetişip bizi yıkıma uğratır. Kenti de kılıçtan geçirir."
37Böylece Davut'un dostu Huşay Yeruşalim'e gitti. Tam o sırada Avşalom da kente giriyordu.
33Ahitofel kralın danışmanıydı. Arklı Huşay kralın dostuydu.
31O sırada biri Davuta, "Ahitofel Avşalomdan yana olan suikastçıların arasında" diye bildirdi. Bunun üzerine Davut, "Ya RAB, Ahitofelin öğüdünü boşa çıkar" diye dua etti.
32Davut Tanrıya tapılan tepenin doruğuna varınca, Arklı Huşay giysisi yırtılmış, başı toz toprak içinde onu karşıladı.
20Avşalomun görevlileri eve, kadının yanına varınca, "Ahimaasla Yonatan nerede?" diye sordular. Kadın, "Irmağın karşı yakasına geçtiler" diye yanıtladı. Avşalomun görevlileri onları aramaya gittiler; bulamayınca Yeruşalime döndüler.
21Adamlar gittikten sonra, Ahimaasla Yonatan kuyudan çıktılar ve olup bitenleri bildirmek üzere Kral Davuta gittiler. Ona, "Haydi, hemen ırmağı geçin" dediler, "Çünkü Ahitofel size karşı böyle öğüt verdi."
24Davut Mahanayime vardığı sırada Avşalomla yanındaki İsrail askerleri Şeria Irmağını geçtiler.
6Çünkü senden nefret edenleri seviyor, seni sevenlerden nefret ediyorsun: Bugün komutanlarının ve adamlarının senin gözünde değersiz olduğunu gösterdin. Evet, bugün anladım ki, Avşalom sağ kalıp hepimiz ölseydik senin için daha iyi olurdu!
7"Haydi kalk, gidip adamlarını yüreklendir! RABbin adıyla ant içerim ki, gitmezsen bu gece bir kişi bile seninle kalmayacak. Bu da, gençliğinden şimdiye dek başına gelen yıkımların tümünden daha kötü olacak."
8Bunun üzerine kral gidip kentin kapısında oturdu. Bütün askerlere, "İşte kral kentin kapısında oturuyor" diye haber salındı. Onlar da kralın yanına geldiler. Bu arada İsrailliler evlerine kaçmışlardı.
9İsrail oymaklarından olan herkes birbiriyle tartışıyor ve, "Kral bizi düşmanlarımızın elinden kurtardı" diyordu, "Bizi Filistlilerin elinden kurtaran da odur. Şimdiyse Avşalom yüzünden ülkeyi bırakıp kaçtı.
3Bu yüzden askerler, savaş kaçakları gibi, o gün kente utanarak girdiler.
4Kral ise yüzünü örtmüş, yüksek sesle, "Ah oğlum Avşalom! Avşalom, oğlum, oğlum!" diye bağırıyordu.
32Kral Kûşluya, "Genç Avşalom güvenlikte mi?" diye sordu. Kûşlu, "Efendimiz kral!" diye yanıtladı, "Düşmanlarının ve kötü amaçla sana karşı ayaklananların hepsinin sonu bu gencin sonu gibi olsun."
18Ama bir genç onları görüp Avşaloma bildirdi. Bunun üzerine Yonatanla Ahimaas hemen oradan ayrılıp Bahurimde bir adamın evine gittiler. Evin avlusunda bir kuyu vardı. Yonatanla Ahimaas kuyuya indiler.
28Ağabeyi Eliav Davutun adamlarla konuştuğunu duyunca öfkelendi. "Ne işin var burada?" dedi, "Çöldeki üç beş koyunu kime bıraktın? Ne kadar kendini beğenmiş ve ne kadar kötü yürekli olduğunu biliyorum. Sadece savaşı görmeye geldin."
7"Gilatlı Barzillayın oğullarına iyi davran, sofranda yemek yiyenlerin arasında onlara da yer ver. Çünkü ben ağabeyin Avşalomun önünden kaçtığım zaman onlar bana yardım etmişlerdi.
5Kral, Yoava, Avişaya ve İttaya, "Benim hatırım için genç Avşaloma sert davranmayın" diye buyurdu. Bütün askerler kralın komutanlara Avşaloma ilişkin buyruk verdiğini duydular.
6Davutun ordusu İsraillilerle savaşmak üzere tarlalara çıktı. Savaş Efrayim Ormanında başladı.
17Onları karşılamaya çıkan Davut şöyle dedi: "Eğer bana yardım etmek için esenlikle geldiyseniz, buyrun bize katılın. Ama ben haksızlık yapmamışken beni düşmanlarımın eline teslim etmeye geldiyseniz, atalarımızın Tanrısı bunu görsün ve sizi yargılasın."
34Ama Davut, "Kulun babasının sürüsünü güder" diye karşılık verdi, "Bir aslan ya da ayı gelip sürüden bir kuzu kaçırınca,
29Kral, "Genç Avşalom güvenlikte mi?" diye sordu. Ahimaas şöyle yanıtladı: "Yoav kralın hizmetkârı Kûşluyla beni gönderdiği sırada büyük bir karışıklık gördüm, ama ne olduğunu anlamadım."
8Savaş her yana yayıldı. O gün ormanda yok olanların sayısı kılıçtan geçirilenlerin sayısından daha çoktu.
8Hepiniz bana karşı düzen kurdunuz. Çünkü oğlum İşayın oğluyla antlaşma yaptığında bana haber veren olmadı. İçinizden bana acıyan tek kişi çıkmadı. Bugün olduğu gibi, bana pusu kurması için oğlumun kulum Davutu kışkırttığını bana bildiren olmadı."