Vaiz 3:6

Turkish Bible

Aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.Saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.

Ek Kaynaklar

Atıf Yapılan Ayetler

  • Mat 16:25-26 : 25 Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır. 26 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? İnsan kendi canına karşılık ne verebilir?
  • Mar 8:35-37 : 35 Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim ve Müjdenin uğruna yitiren ise onu kurtaracaktır. 36 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? 37 İnsan kendi canına karşılık ne verebilir?
  • Luk 9:24-25 : 24 "Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır. 25 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur?
  • Flp 3:7-8 : 7 Ama benim için kazanç olan her şeyi Mesih uğruna zarar saydım. 8 Dahası var, uğruna her şeyi yitirdiğim Rabbim İsa Mesihi tanımanın üstün değeri yanında her şeyi zarar sayıyorum, süprüntü sayıyorum. Öyle ki, Mesihi kazanayım ve Kutsal Yasaya dayanan kişisel doğruluğa değil, Mesihe iman etmekle kazanılan, iman sonucu Tanrıdan gelen doğruluğa sahip olarak Mesihte bulunayım.
  • Ibr 10:34-35 : 34 Hem hapistekilerin dertlerine ortak oldunuz, hem de daha iyi ve kalıcı bir malınız olduğunu bilerek mallarınızın yağma edilmesini sevinçle karşıladınız. 35 Onun için cesaretinizi yitirmeyin; bu cesaretin ödülü büyüktür.
  • Elç 27:19 : 19 Üçüncü gün geminin takımlarını kendi elleriyle denize attılar.
  • Mar 10:28-29 : 28 Petrus Ona, "Bak, biz her şeyi bırakıp senin ardından geldik" demeye başladı. 29 "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi İsa, "Benim ve Müjdenin uğruna evini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakıp da şimdi, bu çağda çekeceği zulümlerle birlikte yüz kat daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur.
  • Mat 19:29 : 29 Benim adım uğruna evlerini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakan herkes, bunların yüz katını elde edecek ve sonsuz yaşamı miras alacak.
  • Yar 30:30-43 : 30 "Ben gelmeden önce malın azdı. Sayemde RAB seni kutsadı, malın gitgide arttı. Ya kendi evim için ne zaman çalışacağım?" 31 Lavan, "Sana ne vereyim?" diye sordu. Yakup, "Bana bir şey verme" diye yanıtladı, "Eğer şu önerimi kabul edersen, yine sürünü güder, hayvanlarına bakarım: 32 Bugün bütün sürülerini yoklayıp noktalı veya benekli koyunları, kara kuzuları, benekli veya noktalı keçileri ayırayım. Ücretim bu olsun. 33 İleride bana verdiklerini denetlemeye geldiğinde, dürüst olup olmadığımı kolayca anlayabilirsin. Noktalı ve benekli olmayan keçilerim, kara olmayan kuzularım varsa, onları çalmışım demektir." 34 Lavan, "Kabul, söylediğin gibi olsun" dedi. 35 Ama o gün çizgili ve benekli tekeleri, noktalı ve benekli keçileri, beyaz keçilerin hepsini, bütün kara kuzuları ayırıp oğullarına teslim etti. 36 Sonra Yakuptan üç günlük yol kadar uzaklaştı. Yakup Lavanın kalan sürüsünü gütmeye devam etti. 37 Yakup aselbent, badem, çınar ağaçlarından taze dallar kesti. Dalları soyarak beyaz çentikler açtı. 38 Soyduğu çubukları koyunların önüne, su içtikleri yalaklara koydu. Koyunlar su içmeye gelince çiftleşiyorlardı. 39 Çubukların önünde çiftleşince çizgili, noktalı, benekli yavrular doğuruyorlardı. 40 Yakup kuzuları ayırıp sürülerin yüzünü Lavanın çizgili, kara hayvanlarına döndürüyordu. Kendi sürülerini ayrı tutuyor, Lavanınkilerle karıştırmıyordu. 41 Sürüdeki güçlü hayvanlar kızışınca, Yakup çubukları onların gözü önüne, yalaklara koyuyordu ki, çubukların yanında çiftleşsinler. 42 Sürünün zayıf hayvanlarının önüneyse çubuk koymuyordu. Böylece zayıf hayvanları Lavan, güçlüleri Yakup aldı. 43 Yakup alabildiğine zenginleşti. Çok sayıda sürü, erkek ve kadın köle, deve, eşek sahibi oldu.
  • Yar 31:18 : 18 Bütün hayvanları önüne kattı; topladığı mallarla, Paddan-Aramda kazandığı hayvanlarla birlikte Kenan ülkesine, babası İshakın yanına gitmek üzere yola çıktı.
  • Çik 12:35-36 : 35 İsrailliler Musanın dediğini yapmış, Mısırlılardan altın, gümüş eşya ve giysi istemişlerdi. 36 RAB İsraillilerin Mısırlıların gözünde lütuf bulmasını sağladı. Mısırlılar onlara istediklerini verdiler. Böylece İsrailliler onları soydular.
  • Yas 8:17-18 : 17 'Bu serveti toplayan kendi yeteneğimiz, güçlü elimizdir' diye düşünebilirsiniz. 18 Ancak bu serveti toplama yeteneğini size verenin Tanrınız RAB olduğunu anımsayın. Atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı sürdürmek amacıyla bugün de bunu yapıyor.
  • 2Kr 5:26 : 26 Bunun üzerine Elişa, "O adam arabasından inip seni karşılarken ruhum seninle değil miydi?" diye sordu, "Şimdi gümüş ya da giysi, zeytinlik, bağ, koyun, sığır, erkek ve kadın köle almanın zamanı mı?
  • 2Kr 7:15 : 15 Adamlar Şeria Irmağına kadar Aram ordusunu izlediler. Yol baştan sona kadar Aramlıların kaçarken attıkları giysi ve eşyalarla doluydu. Haberciler dönüp krala durumu bildirdiler.
  • 2Kr 8:9 : 9 Hazael, Şamın en iyi mallarından oluşan kırk deve yükü armağanı yanına alarak, Tanrı adamını karşılamaya gitti. Elişanın önünde durup şöyle dedi: "Kulun Aram Kralı Ben-Hadat, hastalığından kurtulup kurtulamayacağını sormam için beni gönderdi."
  • Mez 112:9 : 9 Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi;Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır,Gücü ve saygınlığı artar.
  • Vaiz 11:1 : 1 Ekmeğini suya at,Çünkü günler sonra onu bulursun. alıp paranı ticarete yatırarak geçimini sağla" ya da "İhtiyacı olanlara ver" anlamına gelir.
  • Ysa 2:20 : 20 O gün insanlarYeryüzünü sarsmak üzere harekete geçen RABbin dehşetindenVe yüce görkeminden kaçmak içinTapmak amacıyla yaptıkları altın, gümüş putlarıKöstebeklere, yarasalara atıpKaya kovuklarına, uçurumlardaki yarıklara saklanacaklar.
  • Yun 1:5 : 5 Gemiciler korkuya kapıldı, her biri kendi ilahına yalvarmaya başladı. Gemiyi hafifletmek için yükleri denize attılar. Yunus ise teknenin ambarına inmiş, yatıp derin bir uykuya dalmıştı.
  • Elç 27:38 : 38 Herkes doyduktan sonra, buğdayı denize boşaltarak gemiyi hafiflettiler.

Benzer Ayetler (AI)

Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.

  • Vaiz 3:1-5
    5 ayetler
    87%

    1Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.

    2Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.

    3Öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.Yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.

    4Ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.Yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.

    5Taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.Kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.

  • Vaiz 3:7-12
    6 ayetler
    85%

    7Yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.Susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.

    8Sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.Savaşın zamanı var, barışın zamanı var.

    9Çalışanın harcadığı emekten ne kazancı var?

    10Tanrının uğraşsınlar diye insanlara verdiği zahmeti gördüm.

    11O her şeyi zamanında güzel yaptı. İnsanların yüreğine sonsuzluk kavramını koydu. Yine de insan Tanrının yaptığı işi başından sonuna dek anlayamaz.

    12İnsan için yaşamı boyunca mutlu olmaktan, iyi yaşamaktan daha iyi bir şey olmadığını biliyorum.

  • Vaiz 8:5-6
    2 ayetler
    74%

    5Onun buyruğuna uyan zarar görmez.Bilge kişi bunun zamanını ve yolunu bilir.

    6Çünkü her işin bir zamanı ve yolu vardır.İnsanın derdi kendine yeter.

  • 9Bütün bunları gördüm ve güneşin altında yapılan her iş üzerinde kafa yordum. Gün gelir, insanın insana egemenliği kendine zarar verir.

  • Vaiz 9:10-13
    4 ayetler
    71%

    10Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur.

    11Güneşin altında bir şey daha gördüm:Yarışı hızlı koşanlar,Savaşı yiğitler,Ekmeği bilgeler,Serveti akıllılar,Beğeniyi bilgililer kazanmaz.Ama zaman ve şans hepsinin önüne çıkar.

    12Dahası insan kendi vaktini bilmez:Balığın acımasız ağa, kuşun kapana düştüğü gibi,İnsanlar da üzerlerine ansızın çöken kötü zamana yakalanırlar.

    13Güneşin altında bilgelik olarak şunu da gördüm, beni çok etkiledi:

  • Vaiz 3:15-17
    3 ayetler
    71%

    15Şimdi ne oluyorsa, geçmişte de oldu,Ne olacaksa, daha önce de olmuştur.Tanrı geçmiş olayların hesabını soruyor.

    16Güneşin altında bir şey daha gördüm:Adaletin ve doğruluğun yerini kötülük almış.

    17İçimden "Tanrı doğruyu da, kötüyü de yargılayacaktır" dedim,"Çünkü her olayın, her eylemin zamanını belirledi."

  • 14İyi günde mutlu ol,Ama kötü günde dikkatle düşün;Tanrı birini öbürü gibi yaptı ki,İnsan kendisinden sonra neler olacağını bilmesin.

  • 6Tohumunu sabah ek,Akşam da elin boş durmasın.Çünkü bu mu iyi, şu mu,Yoksa ikisi de aynı sonucu mu verecek, bilemezsin.

  • 1Güneşin altında insana ağır gelen bir kötülük gördüm:

  • Vaiz 6:11-12
    2 ayetler
    69%

    11Söz çoğaldıkça anlam azalır,Bunun kime yararı olur?

    12Çünkü gölge gibi gelip geçen kısa ve boş ömründe insana neyin yararlı olduğunu kim bilebilir? Bir adama kendisinden sonra güneşin altında neler olacağını kim söyleyebilir?

  • Vaiz 1:3-5
    3 ayetler
    69%

    3Ne kazancı var insanınGüneşin altında harcadığı onca emekten?

    4Kuşaklar gelir, kuşaklar geçer,Ama dünya sonsuza dek kalır.

    5Güneş doğar, güneş batar,Hep doğduğu yere koşar.

  • 11Yaptığım bütün işlere,Çektiğim bütün emeklere bakınca,Gördüm ki, hepsi boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş.

  • 22Sonuçta insanın yaptığı işten zevk almasından daha iyi bir şey olmadığını gördüm. Çünkü onun payına düşen budur. Kendisinden sonra olacakları görmesi için kim onu geri getirebilir?

  • Vaiz 1:9-10
    2 ayetler
    68%

    9Önce ne olduysa, yine olacak.Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak.Güneşin altında yeni bir şey yok.

    10Var mı kimsenin, "Bak bu yeni!" diyebileceği bir şey?Her şey çoktan, bizden yıllar önce de vardı.

  • Vaiz 12:6-8
    3 ayetler
    68%

    6Gümüş tel kopmadan,Altın tas kırılmadan,Testi çeşmede parçalanmadan,Kuyu makarası kırılmadan,

    7Toprak geldiği yere dönmeden,Ruh onu veren Tanrıya dönmeden,Seni yaratanı anımsa.

    8"Her şey boş" diyor Vaiz, "Bomboş!"

  • 26Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

  • 1Böylece bütün bunları düşünüp taşındım ve şu sonuca vardım: Doğrular, bilgeler ve yaptıkları her şey Tanrının elindedir. Onları sevginin mi, nefretin mi beklediğini kimse bilmez.

  • Vaiz 1:13-14
    2 ayetler
    67%

    13kendimi göklerin altında yapılan her şeyi bilgece araştırıp incelemeye adadım. Tanrının uğraşsınlar diye insanlara verdiği çetin bir zahmettir bu.

    14Güneşin altında yapılan bütün işleri gördüm; hepsi boştur, rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır!

  • 3Güneşin altında yapılan işlerin tümünün kötü yanı şu ki, herkesin başına aynı şey geliyor. Üstelik insanların içi kötülük doludur, yaşadıkları sürece içlerinde delilik vardır. Ardından ölüp gidiyorlar.

  • 1Ekmeğini suya at,Çünkü günler sonra onu bulursun. alıp paranı ticarete yatırarak geçimini sağla" ya da "İhtiyacı olanlara ver" anlamına gelir.

  • 2Yas evine gitmek, şölen evine gitmekten iyidir.Çünkü her insanın sonu ölümdür,Yaşayan herkes bunu aklında tutmalı.

  • 20İkisi de aynı yere gidiyor; topraktan gelmiş, toprağa dönüyor.

  • Vaiz 2:20-21
    2 ayetler
    67%

    20Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeye başladım.

    21Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır.

  • 16Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider insan.Bu da acı bir kötülüktür.Ne kazancı var yel için zahmet çekmekten?

  • 9Ey delikanlı, gençliğinle sevin,Bırak gençlik günlerinde yüreğin sevinç duysun.Gönlünün isteklerini, gözünün gördüklerini izle,Ama bil ki, bütün bunlar için Tanrı seni yargılayacaktır.

  • 16Fırsatı değerlendirin. Çünkü yaşadığımız günler kötüdür.

  • 14Yeryüzünde boş bir şey daha var: Kötülerin hak ettiği doğruların, doğruların hak ettiğiyse kötülerin başına geliyor. Bu da boş, diyorum.