Ibraniler 7:21
Ama O kendisine, "Rab ant içti, kararından dönmez, Sen sonsuza dek kâhinsin"
Ama O kendisine, "Rab ant içti, kararından dönmez, Sen sonsuza dek kâhinsin"
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
10Çünkü Melkisedek İbrahimi karşıladığı zaman, Levi hâlâ atasının bedenindeydi.
11Eğer Levililerin kâhinliği aracılığıyla yetkinliğe erişilebilseydi -nitekim Kutsal Yasa bu kâhinliği öngörerek halka verildi- Harun düzenine göre değil de, Melkisedek düzenine göre başka bir kâhinin gelmesinden söz etmeye ne gerek kalırdı?
12Çünkü kâhinlik değişince, Yasa da zorunlu olarak değişir.
13Kendisinden böyle söz edilen kişi başka bir oymaktandır. Bu oymaktan hiç kimse sunakta hizmet etmemiştir.
14Rabbimizin Yahuda oymağından geldiği açıktır. Musa bu oymaktan söz ederken kâhinlere ilişkin bir şey söylemedi.
15Melkisedek benzeri başka bir kâhin ortaya çıktığından, bu söylediğimiz artık daha da açıktır.
16O, Yasanın soyla ilgili önkoşuluna göre değil, yok edilemez bir yaşamın gücüne göre kâhin olmuştur.
17Çünkü, "Melkisedek düzeni uyarınca Sen sonsuza dek kâhinsin"
18Önceki buyruk, zayıflığı ve yararsızlığı nedeniyle geçersiz kılındı.
19Çünkü Yasa hiçbir şeyi yetkinleştiremedi. Bunun yerine, aracılığıyla Tanrıya yaklaştığımız daha sağlam bir umut verildi.
20Bu da antsız olmadı. Öbürleri ant içilmeden kâhin olmuşlardı.
4RAB ant içti, kararından dönmez:"Melkisedek düzeni uyarıncaSonsuza dek kâhinsin sen!" dedi.
5Nitekim Mesih de başkâhin olmak için kendi kendini yüceltmedi. Ona, "Sen benim Oğlumsun, Bugün ben sana Baba oldum"
6Başka bir yerde de diyor ki, "Melkisedek düzeni uyarınca Sen sonsuza dek kâhinsin."
1Bu Melkisedek, Şalem Kralı ve yüce Tanrının kâhiniydi. Kralları bozguna uğratmaktan dönen İbrahimi karşılamış ve onu kutsamıştı.
2İbrahim de ona her şeyin ondalığını verdi. Melkisedek, adının anlamına göre, önce "Doğruluk Kralı"dır; sonra da "Şalem Kralı", yani "Esenlik Kralı"dır.
3Babasız, annesizdir; soyağacı yoktur. Ne günlerinin başlangıcı, ne yaşamının sonu vardır. Tanrının Oğlu gibi sonsuza dek kâhin kalacaktır.
22Böylece İsa daha iyi bir antlaşmanın kefili olmuştur.
23Önceki düzende çok sayıda kâhin görev aldı. Çünkü ölüm, görevlerini sürdürmelerini engelliyordu.
24Ama İsa sonsuza dek yaşadığı için kâhinliği süreklidir.
25Bu nedenle Onun aracılığıyla Tanrıya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.
26Böyle bir başkâhinimiz -kutsal, suçsuz, lekesiz, günahkârlardan ayrılmış, göklerden daha yücelere çıkarılmış bir başkâhinimiz- olması uygundur.
27O, öbür başkâhinler gibi her gün önce kendi günahları, sonra da halkın günahları için kurbanlar sunmak zorunda değildir. Çünkü kendini sunmakla bunu ilk ve son kez yaptı.
28Kutsal Yasa, zayıflıkları olan insanları başkâhin atamaktadır. Ama Yasa'dan sonra gelen ant sözü, sonsuza dek yetkin kılınmış olan Oğul'u başkâhin atamıştır.
10Çünkü Tanrı tarafından Melkisedek düzeni uyarınca başkâhin atanmıştı.
20Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek başkâhin olan İsa oraya uğrumuza öncü olarak girdi.
3Her başkâhin sunular, kurbanlar sunmak için atanır. Bu nedenle bizim başkâhinimizin de sunacak bir şeyi olması gerekir.
4Eğer kendisi yeryüzünde olsaydı, kâhin olamazdı. Çünkü Kutsal Yasa uyarınca sunuları sunanlar var.
5Bunlar göktekinin örneği ve gölgesi olan tapınakta hizmet ediyorlar. Nitekim Musa tapınma çadırını kurmak üzereyken Tanrı tarafından şöyle uyarıldı: "Her şeyi sana dağda gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et."
6Şimdiyse, İsa daha iyi vaatler üzerine kurulmuş daha iyi bir antlaşmanın aracısı olduğu kadar, daha üstün bir göreve de sahip olmuştur.
7Eğer o ilk antlaşma kusursuz olsaydı, ikincisine gerek duyulmazdı.
21Tanrının evinden sorumlu büyük bir kâhinimiz bulunmaktadır.
17Tanrı da amacının değişmezliğini vaadin mirasçılarına daha açıkça belirtmek istediği için vaadini antla pekiştirdi.
11Ama Mesih, gelecek iyi şeylerin başkâhini olarak ortaya çıktı. İnsan eliyle yapılmamış, yani bu yaratılıştan olmayan daha büyük, daha yetkin çadırdan geçti.
1Söylediklerimizin özü şudur: Göklerde, Yüce Olanın tahtının sağında oturan, kutsal yerde, insanın değil, Rabbin kurduğu asıl tapınma çadırında görev yapan böyle bir başkâhinimiz vardır.
1İnsanlar arasından seçilen her başkâhin, günahlara karşılık sunular ve kurbanlar sunmak üzere Tanrıyla ilgili konularda insanları temsil etmek için atanır.
11Her kâhin her gün ayakta durup görevini yapar ve günahları asla ortadan kaldıramayan aynı kurbanları tekrar tekrar sunar.
12Oysa Mesih günahlar için sonsuza dek geçerli tek bir kurban sunduktan sonra Tanrının sağında oturdu.
35İsteklerimi ve amaçlarımı yerine getirecek güvenilir bir kâhin çıkaracağım kendime. Onun soyunu sürdüreceğim; o da meshettiğim kişinin önünde sürekli hizmet edecek.
15Bana kâhinlik etmeleri için babaları gibi onları da meshet. Bu mesh onların kuşaklar boyu sürekli kâhin olmalarını sağlayacak."
8Ama Oğul için şöyle diyor: "Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdır, Egemenliğinin asası adalet asasıdır.
13Kendisi ve soyundan gelenler için kalıcı bir kâhinlik antlaşması olacak bu. Çünkü o Tanrısı için kıskançlık duydu ve İsrail halkının günahlarını bağışlattı.' "
6Melkisedek ise Levili kâhinlerin soyundan olmadığı halde, vaatleri alan İbrahimden ondalık kabul etmiş ve onu kutsamıştır.
7Hiç kuşkusuz, kutsayan kutsanandan üstündür.
14Çünkü kutsal kılınanları tek bir sunuyla sonsuza dek yetkinliğe erdirmiştir.
6Her şey böyle düzenlendikten sonra kâhinler her zaman çadırın ilk bölmesine girer, tapınma görevlerini yerine getirirler.
1Bunun için, göksel çağrıya ortak olan kutsal kardeşlerim, dikkatinizi açıkça benimsediğimiz inancın elçisi ve başkâhini İsaya çevirin.
18Yüce Tanrının kâhini olan Şalem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap getirdi.
13Tanrı İbrahime vaatte bulunduğu zaman, üzerine ant içecek daha üstün biri olmadığı için kendi üzerine ant içerek şöyle dedi: