Vahiy 8:3
Altın bir buhurdan taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde durdu. Tahtın önündeki altın sunakta bütün kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere kendisine çok miktarda buhur verildi.
Altın bir buhurdan taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde durdu. Tahtın önündeki altın sunakta bütün kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere kendisine çok miktarda buhur verildi.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
4Kutsalların dualarıyla buhurun dumanı, Tanrının önünde meleğin elinden yükseldi.
5Melek buhurdanı aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne attı. Gök gürlemeleri, uğultular işitildi, şimşekler çaktı, yer sarsıldı.
6Yedi melek ellerindeki yedi borazanı çalmaya hazırlandı.
7Birinci melek borazanını çaldı. Kanla karışık dolu ve ateş oluştu, yeryüzüne yağdı. Yerin üçte biri, ağaçların üçte biri ve bütün yeşil otlar yandı.
8İkinci melek borazanını çaldı. Alev alev yanan, dağ gibi büyük bir kütle denize atıldı. Denizin üçte biri kana dönüştü.
7Kuzu gelip tahtta oturanın sağ elinden tomarı aldı.
8Tomarı alınca, dört yaratıkla yirmi dört ihtiyar Onun önünde yere kapandılar. Her birinin elinde birer lir ve kutsalların duaları olan buhur dolu altın taslar vardı.
2Tanrının önünde duran yedi meleği gördüm. Onlara yedi borazan verildi.
9Kâhinlik geleneği uyarınca Rabbin Tapınağına girip buhur yakma görevi kurayla ona verilmişti.
10Buhur yakma saatinde bütün halk topluluğu dışarıda dua ediyordu.
11Bu sırada, Rabbin bir meleği buhur sunağının sağında durup Zekeriyaya göründü.
13Altıncı melek borazanını çaldı. Tanrının önündeki altın sunağın dört boynuzundan gelen bir ses işittim.
7Sunaktan gelen bir sesin, "Evet, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, Yargıların doğru ve adildir"
11İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle Şafan oğlu Yaazanya orada, putların önünde duruyordu. Her birinin elinde bir buhurdan vardı; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu.
12RABbin huzurunda bulunan sunağın üzerindeki korları buhurdana koyup iki avuç dolusu ince öğütülmüş güzel kokulu buhurla perdenin arkasına geçecek.
13Orada, RABbin huzurunda buhuru korların üzerine koyacak; buhurun dumanı Levha Sandığının üzerindeki Bağışlanma Kapağını kaplayacak. Öyle ki, Harun ölmesin.
5Bundan sonra gökteki tapınağın, yani Tanıklık Çadırının açıldığını gördüm.
6Yedi belayı taşıyan yedi melek temiz, parlak keten giysiler giymiş, göğüslerine altın kuşaklar sarınmış olarak tapınaktan çıktı.
7Dört yaratıktan biri yedi meleğe, sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrının öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi.
8Tapınak Tanrı'nın yüceliğinden ve gücünden ötürü dumanla doldu. Yedi meleğin yedi belası sona erinceye dek kimse tapınağa giremedi.
11Bütün melekler tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın çevresinde duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Tanrıya tapınarak şöyle diyorlardı:
26Altın sunağı Buluşma Çadırına, perdenin önüne koydu.
27RABbin kendisine buyurduğu gibi üzerinde güzel kokulu buhur yaktı.
17Gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı. Onun da keskin bir orağı vardı.
18Ateş üzerinde yetkili olan başka bir melek de sunaktan çıkıp geldi. Keskin orağı olana yüksek sesle, "Keskin orağını uzat!" dedi. "Yerin asmasının salkımlarını topla. Çünkü üzümleri olgunlaştı."
2Sonra gündoğusundan yükselen başka bir melek gördüm. Yaşayan Tanrının mührünü taşıyordu. Karaya, denize zarar vermek için yetki verilen dört meleğe yüksek sesle bağırdı:
1Sonra gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe, ayakları ateşten sütunlara benziyordu.
8masayla takımlarını, saf altın kandillikle takımlarını, buhur sunağını,
1Bundan sonra büyük yetkiye sahip başka bir meleğin gökten indiğini gördüm. Yeryüzü onun görkemiyle aydınlandı.
15buhur sunağını ve sırıklarını, mesh yağını, güzel kokulu buhuru; konutun giriş bölümündeki perdeyi;
18Böylece herkes buhurdanını alıp içine ateş, ateşin üstüne de buhur koydu. Sonra Musa ve Harunla birlikte Buluşma Çadırının giriş bölümünde durdular.
7"Harun her sabah kandillerin bakımını yaparken sunağın üzerinde güzel kokulu buhur yakacak.
11Yağı yedi kez sunağın üzerine serpti; sunağı, sunağın bütün aletlerini, kazanı ve ayaklıklarını kutsal kılmak için meshetti.
15Tapınaktan çıkan başka bir melek bulutun üzerinde oturana yüksek sesle bağırdı: "Orağını uzat ve biç! Biçme saati geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor."
20buhur dolu on şekel ağırlığında altın bir tabak;
14buhur dolu on şekel ağırlığında altın bir tabak;
38buhur dolu on şekel ağırlığında altın bir tabak;
1Bana değneğe benzer bir ölçü kamışı verilip şöyle dendi: "Git, Tanrının Tapınağını ve sunağı ölç, orada tapınanları say!
15Bunun için, "Tanrının tahtı önünde duruyor, Tapınağında gece gündüz Ona tapınıyorlar. Tahtta oturan, çadırını onların üzerine gerecek.
5Denizle karanın üzerinde durduğunu gördüğüm melek, sağ elini göğe kaldırdı.
5Altın buhur sunağını Levha Sandığının önüne koy, konutun giriş bölümüne perdesini tak.
32buhur dolu on şekel ağırlığında altın bir tabak;
80buhur dolu on şekel ağırlığında altın bir tabak;
2Duam önünde yükselen buhur gibi,El açışım akşam sunusu gibi kabul görsün!
3İkinci kez, "Haleluya! Onun dumanı sonsuzlara dek tütecek" dediler.
5Tahttan şimşekler çakıyor, uğultular, gök gürlemeleri işitiliyordu. Tahtın önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar Tanrının yedi ruhudur.
11Sonra tahtın, yaratıkların ve ihtiyarların çevresinde çok sayıda melek gördüm, seslerini işittim. Sayıları binlerce binler, on binlerce on binlerdi.
7Sonra çadırda, RABbin huzurunda, buhur sunağının boynuzlarına sürecek. Boğanın artakalan kanını çadırın giriş bölümündeki yakmalık sunu sunağının dibine dökecek.