Yakup 3:4
Düşünün, gemiler de o kadar büyük olduğu, güçlü rüzgarlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler.
Düşünün, gemiler de o kadar büyük olduğu, güçlü rüzgarlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
2Çünkü hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kimse, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir.
3Bize boyun eğmeleri için atların ağzına gem vururuz, böylece bütün bedenlerini yönlendiririz.
5Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür. Düşünün, küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturabilir.
6Dil de bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir.
7İnsan soyu, her tür yabanıl hayvanı, kuşu, sürüngeni ve deniz yaratığını evcilleştirmiş ve evcilleştirmektedir.
25İşte uçsuz bucaksız denizler,İçinde kaynaşan sayısız canlılar,Büyük küçük yaratıklar.
26Orada gemiler dolaşır,İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.
39Gündüz olunca gördükleri karayı tanıyamadılar. Ama kumsalı olan bir körfez farkederek, mümkünse gemiyi orada karaya oturtmaya karar verdiler.
40Demirleri kesip denizde bıraktılar. Aynı anda dümenlerin iplerini çözüp ön yelkeni rüzgara vererek kumsala yöneldiler.
41Gemi bir kum yükseltisine çarpıp karaya oturdu. Geminin başı kuma saplanıp kımıldamaz oldu, kıç tarafı ise dalgaların şiddetiyle dağılmaya başladı.
23Gemilerle denize açılanlar,Okyanuslarda iş yapanlar,
24RABbin işlerini,Derinliklerde yaptığı harikaları gördüler.
25Çünkü O buyurunca şiddetli bir fırtına koptu,Dalgalar şaha kalktı.
13Güneyden hafif bir rüzgar esmeye başlayınca, bekledikleri anın geldiğini sanarak demir aldılar; Girit kıyısını yakından izleyerek ilerlemeye başladılar.
14Ne var ki, çok geçmeden karadan Evrakilon denen bir kasırga koptu.
15Kasırgaya tutulan gemi rüzgara karşı gidemeyince, kendimizi sürüklenmeye bıraktık.
11Deniz gittikçe kuduruyordu. Yunusa, "Denizin dinmesi için sana ne yapalım?" diye sordular.
12Yunus, "Beni kaldırıp denize atın" diye yanıtladı, "O zaman sular durulur. Çünkü biliyorum, bu şiddetli fırtınaya benim yüzümden yakalandınız."
13Denizciler karaya dönmek için küreklere asıldılar, ama başaramadılar. Çünkü deniz gittikçe kuduruyordu.
25Ticaret gemileri senin mallarını taşıdı,Denizin bağrında büyük yükle doldun.
26Kürekçilerin seni açık denizlere götürdü,Ama doğu rüzgarıDenizin bağrında parçaladı seni.
36Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsayı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı.
37Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu.
38İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler Onu uyandırıp, "Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?" dediler.
4Yolda RAB şiddetli bir rüzgar gönderdi denize. Öyle bir fırtına koptu ki, gemi neredeyse parçalanacaktı.
1Kralın yüreği RABbin elindedir,Kanaldaki su gibi onu istediği yöne çevirir.
17Filikayı yukarı çektikten sonra halatlar kullanarak gemiyi alttan kuşattılar. Sirte Körfezinin sığlıklarında karaya oturmaktan korktukları için yelken takımlarını indirip kendilerini sürüklenmeye bıraktılar.
18Fırtına bizi bir hayli hırpaladığı için ertesi gün gemiden yük atmaya başladılar.
19Üçüncü gün geminin takımlarını kendi elleriyle denize attılar.
7Doğu rüzgarının parçaladığı ticaret gemileri gibiYok ettin onları.
29Kürekçiler gemilerini bırakacak,Gemicilerle kılavuzlar kıyıda duracak.
24O sırada tekne kıyıdan bir hayli uzakta dalgalarla boğuşuyordu. Çünkü rüzgar karşı yönden esiyordu.
24Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar teknenin üzerinden aşıyordu. İsa bu arada uyuyordu.
6Rüzgar güneye gider, kuzeye döner,Döne döne eserekHep aynı yolu izler.
12Yeryüzünde ne buyurursa yapmak üzereBulutlar Onun istediği yönde döner durur.
23Senin gemilerinin halatları gevşedi,Direklerinin dibini pekiştirmediler,Yelkenleri açmadılar.O zaman büyük ganimet paylaşılacak,Topallar bile yağmaya katılacak.
29Fırtınayı limanlığa çevirdi,Yatıştı dalgalar;
30Rahatlayınca sevindiler,Diledikleri limana götürdü RAB onları.
16Ticaret gemilerinin, güzel teknelerinin hepsini yok edecek.
27Hiram denizi bilen gemicilerini Süleymanın adamlarıyla birlikte Ofire gönderdi.
30Bu sırada gemiciler gemiden kaçma girişiminde bulundular. Baş taraftan demir atacaklarmış gibi yapıp filikayı denize indirdiler.
8Kürekçilerin Saydalı ve Arvatlıydı,Gemicilerin, içindeki becerikli kişilerdi, ey Sur.
27Hepsi hayret içinde kaldı. "Bu nasıl bir adam ki, rüzgar da göl de Onun sözünü dinliyor?" dediler.
7Günlerce ağır ağır yol alarak Knidos Kentinin açıklarına güçlükle gelebildik. Rüzgar bize engel olduğundan Salmone burnundan dolanarak Giritin rüzgar altından geçtik.
34Kendini kâh denizin ortasında,Kâh gemi direğinin tepesinde yatıyor sanırsın.
23Teknede giderlerken İsa uykuya daldı. O sırada gölde fırtına koptu. Tekne su almaya başlayınca tehlikeli bir duruma düştüler.
4Kralın sözünde güç vardır. Kim ona, "Ne yapıyorsun?" diyebilir?
32Onlar tekneye bindikten sonra rüzgar dindi.
9Sen kudurmuş denizler üzerinde egemenlik sürer,Dalgalar kabardıkça onları dindirirsin.