Eyüp 3:6
Zifiri karanlık yutsun o geceyi,Yılın günleri arasında sayılmasın,Aylardan hiçbirine girmesin.
Zifiri karanlık yutsun o geceyi,Yılın günleri arasında sayılmasın,Aylardan hiçbirine girmesin.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
3"Doğduğum gün yok olsun,'Bir oğul doğdu' denen gece yok olsun!
4Karanlığa bürünsün o gün,Yüce Tanrı onunla ilgilenmesin,Üzerine ışık doğmasın.
5Karanlık ve ölüm gölgesi sahip çıksın o güne,Bulut çöksün üzerine;Işığını karanlık söndürsün.
7Kısır olsun o gece,Sevinç sesi duyulmasın içinde.
8Günleri lanetleyenler,Livyatanı uyandırmaya hazır olanlar,O günü lanetlesin.
9Akşamının yıldızları kararsın,Boş yere aydınlığı beklesin,Tan atışını görmesin.
20Halkların yeryüzündenYok edildiği geceyi özleme.
5"Evet, kötünün ışığı sönecek,Ateşinin alevi parlamayacak.
6Çadırındaki ışık karanlığa dönecek,Yanındaki kandil sönecek.
20Birkaç günlük ömrüm kalmadı mı?Beni rahat bırak da biraz yüzüm gülsün;
21Dönüşü olmayan yere gitmeden önce,Karanlık ve ölüm gölgesi diyarına,
22Zifiri karanlık diyarına,Ölüm gölgesi, kargaşa diyarına,Aydınlığın karanlığı andırdığı yere."
12Bu insanlar geceyi gündüze çeviriyorlar,Karanlığa 'Işık yakındır' diyorlar.
13Ölüler diyarını evim diye gözlüyorsam,Yatağımı karanlığa seriyorsam,
20RABbin günü aydınlık değil, karanlık olmayacak mı?Hem de zifiri karanlık,Bir parıltı bile yok.
6Bu nedenle üzerinize görümsüz geceler çökecek.Karanlıktan fal bakamayacaksınız.Ey peygamberler, güneşiniz batacak, gününüz kararacak.
11Her şey kararıyor, göremez oluyorsun,Seller altına alıyor seni.
3Miras olarak bana boş aylar verildi,Payıma sıkıntılı geceler düştü.
11Desem ki, "Karanlık beni kaplasın,Çevremdeki aydınlık geceye dönsün."
12Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için,Gece, gündüz gibi ışıldar,Karanlıkla aydınlık birdir senin için.
17Karanlık beni susturamadı,Yüzümü örten koyu karanlık.
16Hırsızlar karanlıkta evleri deler,Gündüz gizlenir, ışık nedir bilmezler.
17Çünkü zifiri karanlık, sabahıdır onların,Karanlığın dehşetiyle dostturlar.
4Çünkü düşük çocuk boş yere doğuyor, karanlık içinde geçip gidiyor, adı karanlığa gömülüyor.
14Gündüz karanlığa toslar,Öğlen, geceymiş gibi el yordamıyla ararlar.
18Işıktan karanlığa sürülecek,Dünyadan kovulacak.
2Beni güttü,Işıkta değil karanlıkta yürüttü.
26Koyu karanlık onun hazinelerini gözlüyor.Körüklenmemiş ateş onu yiyip bitirecek,Çadırında artakalanı tüketecek.
6Çoktan ölmüş ölüler gibiBeni karanlıkta yaşattı.
19"Işığın bulunduğu yerin yolu nerede?Ya karanlık, onun yeri neresi?
16Karanlık basmadan,Kararan dağlardaAyaklarınız tökezlemedenTanrınız RABbi onurlandırın.Siz ışık beklerken,RAB onu kopkoyu, zifiri karanlığa çevirecek.
19"Ona ne söyleyeceğimizi öğret bize,Çünkü karanlık yüzünden sözümüze düzen veremiyoruz.
20Dehşet onu sel gibi basar,Kasırga gece kapar götürür.
22Kötülük yapanların gizlenebileceğiNe karanlık bir yer vardır, ne de ölüm gölgesi.
3Kandilinin başımın üstünde parladığı,Işığıyla karanlıkta yürüdüğüm günler,
32Şimşeği elleriyle tutar,Hedefine vurmasını buyurur.
3İnsan karanlığa son verir,Koyu karanlığın, ölüm gölgesinin taşlarınıSon sınırına kadar araştırır.
6O gün ışık olmayacak, ışık veren cisimler kararacak.
8Yoluma set çekti, geçemiyorum,Yollarımı karanlığa boğdu.
10Gökteki yıldızlarla takımyıldızlar ışımayacak,Doğan güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak.
6Karanlık ve kaygan olsun yolları,RABbin meleği kovalasın onları!
20Karartırsın ortalığı, gece olur,Başlar kıpırdamaya orman hayvanları.
15Öfke günü o gün!Acı ve sıkıntı,Yıkım ve felaket,Zifiri karanlık bir gün olacak,Bulutlu, koyu karanlık bir gün.
13Gece rüyaların doğurduğu düşünceler içinde,İnsanları ağır uyku bastığı zaman,
22Karanlıkların derin sırlarını açar,Ölüm gölgesini aydınlığa çıkarır.
16Neden düşük bir çocuk gibi,Gün yüzü görmemiş yavrular gibi toprağa gömülmedim?
3Düşman beni kovalıyor,Ezip yere seriyor.Çoktan ölmüş olanlar gibi,Beni karanlıklarda oturtuyor.
8Senin yüzünden gökte ışık veren bütün cisimleri karartacak,Ülkeni karanlığa gömeceğim."Böyle diyor Egemen RAB.