Özdeyisler 30:15
Sülüğün iki kızı vardır, adları 'Ver, ver'dir.Hiç doymayan üç şey,'Yeter' demeyen dört şey vardır:
Sülüğün iki kızı vardır, adları 'Ver, ver'dir.Hiç doymayan üç şey,'Yeter' demeyen dört şey vardır:
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
16Ölüler diyarı, kısır rahim,Suya doymayan toprak ve 'Yeter' demeyen ateş.
14Öyleleri var ki, dişleri kılıç, çeneleri bıçaktır,Mazlumlarla yoksulları yutup yeryüzünden yok ederler.
20Zina eden kadının yolu da şöyledir:Yer, ağzını siler,Sonra da, 'Suç işlemedim' der.
21Yeryüzü üç şeyin altında sarsılır;Katlanamadığı dört şey vardır:
3Çakallar bile meme verip yavrularını emzirir,Ama halkım çöldeki devekuşları kadar acımasız oldu.
4Susuzluktan emzikteki bebeklerin dili damağına yapışıyor,Çocuklar ekmek istiyor, veren yok.
18Aklımın ermediği üç şey,Anlamadığım dört şey var:
20Ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz,İnsanın gözü de hiç doymaz.
5Toklar yiyecek uğruna gündelikçi olur,Açlar doyurulur.Kısır kadın yedi çocuk doğururken,Çok çocuklu kadın kimsesiz kalır.
14Çocukları ne kadar çok olursa olsun, kılıçla öldürülecek,Soyu yeterince ekmek bulamayacaktır.
10Yiyecekler, ama doymayacaklar,Zina edecekler, ama çoğalmayacaklar.Çünkü RABbi dinlemekten vazgeçtiler.
29"Yürüyüşü gösterişli üç yaratık,Davranışı gösterişli dört yaratık var:
7Ülkeleri altınla, gümüşle dolu,Hazinelerinin sonu yok,Sayısız atları, savaş arabaları var.
7İnsan hep boğazı için çalışır,Yine de doymaz.
2Kamçı şaklamaları, tekerlek gürültüleri,Koşan atlar, sarsılan savaş arabaları,
3Saldıran atlılar, çakan kılıçlar,Parıldayan mızraklar, yığın yığın ölüler... Sayısız ceset.Yürürken ayaklar takılıyor ölülere.
4Her şey o alımlı, büyücü fahişenin sınırsız ahlaksızlığından oldu.Fahişeliğiyle ulusları, büyüleriyle halkları kendine tutsak etti.
7Ey Tanrı, iki şey diledim senden:Ben ölmeden bunları esirgeme benden.
24"Dünyada dört küçük yaratık var ki,Çok bilgece davranırlar:
10Parayı seven paraya doymaz,Zenginliği seven kazancıyla yetinmez.Bu da boştur.
30Onun yavruları kanla beslenir,Leşler neredeyse, o da oradadır."
15Kavgacı kadının dırdırıYağmurlu günde damlaların dinmeyen sesi gibidir.
8Her şey yorucu,Sözcüklerle anlatılamayacak kadar.Göz görmekle doymuyor,Kulak işitmekle dolmuyor.
26Bütün gün isteklerini sıralar durur,Oysa doğru kişi esirgemeden verir.
14Ya RAB, ver onlara ne vereceksen!Düşük yapan rahimler, sütsüz memeler ver.
8Şehvet düşkünü, besili aygırlar!Her biri komşusunun karısına kişniyor.
11Doymak bilmeyen azgın köpeklere benzerler,Aklı kıt çobanlar bunlar!Kendi yollarına döndüler,Her biri yalnız kendi çıkarını düşünüyor.
8Yalnız bir adam vardı,Oğlu da kardeşi de yoktu.Çabaları dinmek nedir bilmezdi,Gözü zenginliğe doymazdı."Kimin için çalışıyorum,Neden kendimi zevkten yoksun bırakıyorum?" diye sormazdı.Bu da boş ve çetin bir zahmettir.
1Ey sizler, Samiriye Dağındaki Başan inekleri,Yoksula baskı yapan,Mazlumu ezen,Beylerine, "Getir de içelim!" diyen hanımlar!Kulak verin şu sözlere:
3Ama yoksul adamın satın alıp beslediği küçük bir dişi kuzudan başka bir hayvanı yoktu. Kuzu adamın yanında, çocuklarıyla birlikte büyüdü. Adamın yemeğinden yer, tasından içer, koynunda uyurdu. Yoksulun kızı gibiydi.
3Bu ülkede doğan oğullarla kızlar ve anne babaları için RAB diyor ki,
9At ya da katır gibi anlayışsız olmayın;Onları idare etmek için gem ve dizgin gerekir,Yoksa sana yaklaşmazlar.
11Öyleleri var ki, babalarına lanet eder,Annelerine değer vermezler.
31Evimdeki insanlar, 'Eyüpün verdiği etleKarnını doyurmayan var mı?' diye sormadıysa,
5Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibiYiyecek bulmak için erkenden işe çıkıyorlar,Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor.
13Akılsız çocuk babasının başına beladır,Dırdır eden kadın sürekli damlayan su gibidir.
15Yiyecek bulmak için gezerler,Doymazlarsa ulurlar.
28Asurlularla da fahişelik ettin, çünkü doymamıştın. Evet, onlarla fahişelik ettin, yine doymadın.
29Fahişeliğini ticaret diyarı olan Kildan ülkesine dek artırdın, yine de doymadın.
24Kösnüyüp havayı koklayanKıra alışkın yaban eşeğisin.Azgınken kim tutabilir onu?Peşine düşenlerin yorulması gerekmez,Çiftleşme zamanı gelince onu bulurlar.
25Yalınayak koşmaktan sakın,Susuzluktan boğazını koru.Ama sen, 'Boş ver!Ben başka ilahları seviyorum,Onları izleyeceğim' dedin.
16Bal buldun mu yeteri kadar ye,Fazla doyarsan kusarsın.
16Servetini büyütmek için yoksulu ezenleZengine armağan verenin sonu yoksulluktur.
2Adam vardır, Tanrı kendisine mal, mülk, saygınlık verir, yerine gelmeyecek isteği yoktur. Ama Tanrı yemesine izin vermez; bir yabancı yer. Bu da boş ve acı bir derttir.
3Bir adam yüz çocuk babası olup uzun yıllar yaşamış, ama uzun ömrüne karşılık, zenginliğin tadını çıkaramamış, bir mezara bile gömülmemişse, düşük çocuk ondan iyidir derim.
24Eliaçık olan daha çok kazanır,Hak yiyenin sonuysa yoksulluktur.
5Servet aldatıcıdır.Küstahlar kalıcı değildir;Açgözlüdürler ölüler diyarı gibiVe ölüm gibi hiç doymazlar.Ülkeleri ele geçirip halkları tutsak alırlar.
6Tutsak alınanlar onları küçümseyip alay etmeyecekler mi?'Kendisine ait olmayanı ele geçirenin,Haraç alarak zenginleşenin vay haline!Daha ne kadar sürecek bu?' demeyecekler mi?
19Eşeklerimiz için yem ve saman, kendim, cariyem ve uşağım için ekmek ve şarap var. Hepimiz sana hizmet etmeye hazırız. Hiçbir eksiğimiz yok."
29Ah çeken kim? Vah çeken kim?Kimdir çekişip duran?Yakınan kim? Boş yere yaralanan kim?Gözleri kanlı olan kim?