Eyüp 41:19
Ağzından alevler fışkırır,Kıvılcımlar saçılır.
Ağzından alevler fışkırır,Kıvılcımlar saçılır.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
20Kaynayan kazandan,Yanan sazdan çıkan duman gibiBurnundan duman tüter.
21Soluğu kömürleri tutuşturur,Alev çıkar ağzından.
22Boynu güçlüdür,Dehşet önü sıra gider.
18Aksırması ışık saçar,Gözleri şafak gibi parıldar.
9Burnundan duman yükseldi,Ağzından kavurucu ateşVe korlar fışkırdı.
8Burnundan duman yükseldi,Ağzından kavurucu ateşVe korlar fışkırdı.
13Varlığının parıltısındanKorlar savruluyordu.
30Karanlıktan kaçamayacak,Filizlerini alev kurutacak,Tanrının ağzından çıkan solukla yok olacaktır.
3Ateş yürüyor Onun önünde,Düşmanlarını yakıyor çevrede.
13Canlı yaratıkların görünüşü yanan ateş közleri ya da meşale gibiydi. Ateş yaratıkların ortasında hareket ediyordu; ışık saçıyor ve içinden şimşekler çakıyordu.
14Ağzının kapılarını açmaya kim yeltenebilir,Dehşet verici dişleri karşısında?
15Sımsıkı kenetlenmiştirSırtındakifö sıra sıra pullar, Masoretik metin "Gurur duyduğu".
5"Evet, kötünün ışığı sönecek,Ateşinin alevi parlamayacak.
6Çadırındaki ışık karanlığa dönecek,Yanındaki kandil sönecek.
4Güneş gibi parıldıyor,Elleri ışık saçıyor.Gücünün gizi ellerinde.
5Yayılıyor salgın hastalıklar önüsıra,Ardısıra da ölümcül hastalıklar.
2Dinleyin, gürleyen sesini dinleyin,Ağzından çıkan sesi!
20Sen misin onu çekirge gibi sıçratan,Gururlu kişnemesiyle korku saçtıran?
21Ayakları toprağı şiddetle eşer,Gücünden ötürü sevinçle coşar,Savaşçının üstüne yürür.
17Görümümde atları ve binicilerini gördüm. Ateş, gökyakut ve kükürt renginde göğüs zırhları kuşanmışlardı. Atların başları aslan başına benziyordu. Ağızlarından ateş, duman, kükürt fışkırıyordu.
18İnsanların üçte biri bunların ağzından fışkıran ateş, duman ve kükürtten, bu üç beladan öldü.
19Atların gücü ağızlarında ve kuyruklarındadır. Yılanı andıran kuyruklarının başıyla zarar verirler.
7RABbin sesi şimşek gibi çakar,
12Varlığının parıltısından,Bulutlardan dolu ve korlar savruluyordu.
30Keskin çömlek parçaları gibidir karnının altı,Döven gibi uzanır çamura.
31Derin suları kaynayan kazan gibi fokurdatır,Denizi merhem çömleği gibi karıştırır.
32Ardında parlak bir iz bırakır,İnsan enginin saçları ağarmış sanır.
25Çekilince ok sırtından,Parıldayan ucu ödünden çıkacak,Dehşet çökecek üzerine.
26Koyu karanlık onun hazinelerini gözlüyor.Körüklenmemiş ateş onu yiyip bitirecek,Çadırında artakalanı tüketecek.
18Kemikleri tunç borular,Kaburgaları demir çubuklar gibidir.
27Bakın, RABbin kendisi uzaktan geliyor,Kızgın öfkeyle kara bulut içinde.Dudakları gazap dolu,Dili her şeyi yiyip bitiren ateş sanki.
28Soluğu adam boynuna dek yükselmiş taşkın ırmak gibi.Ulusları elekten geçirecek, değersizleri ayıracak,Halkların ağzına yoldan saptıran bir gem takacak.
23Ok kılıfı, parıldayan mızrak ve palaÜzerinde takırdar atın.
24Coşku ve heyecanla uzaklıkları yutar,Boru çalınca duramaz yerinde.
25Boru çaldıkça, 'Hi!' diye kişner,Savaş kokusunu, komutanların gürleyen sesini,Savaş çığlıklarını uzaklardan duyar.
14Orman yangını gibi,Dağları tutuşturan alev gibi,
24Gözleri açıkken kim onu tutabilir,Kim kancayla burnunu delebilir?
18Kötülük dikenli çalıları yiyip bitiren ateş gibidir.Ormandaki çalılığı tutuşturur,Duman sütunları yükseltir.
2Burnuna sazdan ip takabilir misin,Kancayla çenesini delebilir misin?
5Tahttan şimşekler çakıyor, uğultular, gök gürlemeleri işitiliyordu. Tahtın önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar Tanrının yedi ruhudur.
3Yüreğim tutuştu içimde,Ateş aldı derin derin düşünürken,Şu sözler döküldü dilimden:
11Ama ateş yakan,Alevli oklar kuşanan sizler, hepiniz,Ateşinizin aydınlığında,Tutuşturduğunuz alevli okların arasında yürüyün.Benden alacağınız şudur:Azap içinde yatacaksınız.
18Ateşli ve öldürücü oklar savuran bir deli neyse,Komşusunu aldatıp, "Şaka yapıyordum"Diyen de öyledir.
5Biri onlara zarar vermeye kalkışırsa, ağızlarından ateş fışkıracak ve düşmanlarını yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir.
5Savaş arabalarının, anızı yiyip bitiren alevlerinÇıkardığı gürültüye benzer bir sesle, Savaşa hazırlanmış güçlü bir ordu gibiSıçraya sıçraya dağları aşıyorlar.
9Kasırga yuvasından kopar,Soğuk saçılan rüzgarlardan.
3Kandilinin başımın üstünde parladığı,Işığıyla karanlıkta yürüdüğüm günler,
9Tanrının soluğuyla yok oluyor,Öfkesinin rüzgarıyla tükeniyorlar.
7Bak, neler dökülür ağızlarından,Kılıç çıkar dudaklarından."Kim duyacak?" derler.
6Göğün bir ucundan çıkar,Öbür ucuna döner,Hiçbir şey gizlenmez sıcaklığından.