Eyüp 41:30
Keskin çömlek parçaları gibidir karnının altı,Döven gibi uzanır çamura.
Keskin çömlek parçaları gibidir karnının altı,Döven gibi uzanır çamura.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
23Etinin katmerleri birbirine yapışmış,Sertleşmiş üzerinde, kımıldamazlar.
24Göğsü taş gibi serttir,Değirmenin alt taşı gibi sert.
25Ayağa kalktı mı güçlüler dehşete düşer,Çıkardığı gürültüden ödleri patlar.
26Üzerine gidildi mi ne kılıç işler,Ne mızrak, ne cirit, ne de kargı.
27Demir saman gibi gelir ona,Tunç çürük odun gibi.
28Oklar onu kaçırmaz,Anız gibi gelir ona sapan taşları.
29Anız sayılır onun için topuzlar,Vınlayan palaya güler.
31Derin suları kaynayan kazan gibi fokurdatır,Denizi merhem çömleği gibi karıştırır.
32Ardında parlak bir iz bırakır,İnsan enginin saçları ağarmış sanır.
23Ok kılıfı, parıldayan mızrak ve palaÜzerinde takırdar atın.
7Derisini zıpkınlarla,Başını mızraklarla doldurabilir misin?
17Kuyruğunu sedir ağacı gibi sallıyor,Sımsıkıdır uyluk lifleri.
18Kemikleri tunç borular,Kaburgaları demir çubuklar gibidir.
9Madenci elini çakmak taşına uzatır,Dağları kökünden altüst eder.
10Kayaların içinden tüneller açar,Gözleri değerli ne varsa görür.
19Beni çamura fırlattı,Toza, küle döndüm.
16Dişlerimi çakıl taşlarıyla kırdı,Kül içinde diz çöktürdü bana.
4Yiğidin sivri oklarıylaRetem çalısından alevli korlar!
13Okçuları beni kuşatıyor,Acımadan böbreklerimi deşiyor,Ödümü yerlere döküyor.
14Bedenimde gedik üstüne gedik açıyor,Dev gibi üzerime saldırıyor.
10Toprağa gizlenmiş bir ilmek,Yoluna koyulmuş bir kapan bekliyor onu.
11Dehşet saracak onu her yandan,Her adımında onu kovalayacak.
5Ekmek topraktan çıkar,Toprağın altı ise yanmış, altüst olmuştur.
6Kayalarından laciverttaşı çıkar,Yüzeyi altın tozunu andırır.
30Şimşekleri çevresine nasıl yaydığına,Denizin dibine dek nasıl ulaştırdığına bakın.
24Demir silahtan kaçacak olsa,Tunç ok onu delip geçecek.
25Çekilince ok sırtından,Parıldayan ucu ödünden çıkacak,Dehşet çökecek üzerine.
26Koyu karanlık onun hazinelerini gözlüyor.Körüklenmemiş ateş onu yiyip bitirecek,Çadırında artakalanı tüketecek.
15Bir kuyu açıp kazıyor,Kazdığı kuyuya kendisi düşüyor.
9Yontma taşlarla yollarımı kesti,Dolaştırdı yollarımı.
11Ayaklarımı tomruğa vuruyor,Yollarımı gözetliyor.'
7Adımlarının gücü zayıflayacak,Kurduğu düzene kendi düşecek.
8Ayakları onu ağa götürecek,Kendi ayağıyla tuzağa basacak.
14O, toprak çömlek gibi parçalanacak.Parçalanması öyle şiddetli olacak ki,Ocaktan ateş almaya ya da sarnıçtan su çıkarmayaYetecek büyüklükte bir parça kalmayacak."
11Yollarımı saptırdı, paraladı,Mahvetti beni.
19İnsan yatağında acılarla,Kemiklerinde dinmez sızılarla yola getirilir.
2Demir topraktan çıkarılır,Bakırsa taştan.
3İnsan karanlığa son verir,Koyu karanlığın, ölüm gölgesinin taşlarınıSon sınırına kadar araştırır.
21Hünnap çalıları altında,Kamışlarla örtülü bir bataklıkta yatar.
10Kurbanları çaresiz çöker,Saldıranın üstün gücü altında ezilir.
21Ayakları toprağı şiddetle eşer,Gücünden ötürü sevinçle coşar,Savaşçının üstüne yürür.
19Ağzından alevler fışkırır,Kıvılcımlar saçılır.
17Kökleri taş yığınına sarılır,Çakılların arasında yer aranır.
24Acı ve sıkıntı onu yıldırır,Savaşa hazır bir kral gibi onu yener.
9Taş çıkaran taştan incinir,Odun yaran tehlikeye girer.
8Eyüp çıbanlarını kaşımak için bir çömlek parçası aldı. Kül içinde oturuyordu.
7Sabanla sürülüp yarılmış toprak gibi,Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.
21Eti erir, görünmez olur,Gözükmeyen kemikleri ortaya çıkar.
14Yediği yiyecek midesinde ekşiyecek,İçinde kobra zehirine dönüşecek.
10Kızgın korlar yağsın üzerlerine!Ateşe, dipsiz çukurlara atılsınlar,Bir daha kalkamasınlar.