Elçilerin Isleri 28:26
Ruh dedi ki, 'Bu halka gidip şunu söyle: Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz.
Ruh dedi ki, 'Bu halka gidip şunu söyle: Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
13Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, 'Gördükleri halde görmezler, Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.'
14"Böylece Yeşayanın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu: 'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
15Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'
16"Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!
17Size doğrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doğru kişiler sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler.
18"Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin.
9"Git, bu halka şunu duyur" dedi, " 'Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız,Bakacak bakacak, ama görmeyeceksiniz!
10Bu halkın yüreğini duygusuzlaştır,Kulaklarını ağırlaştır,Gözlerini kapat.Öyle ki, gözleri görmesin,Kulakları duymasın, yürekleri anlamasınVe bana dönüp şifa bulmasınlar.' "
27Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini de kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın, Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'
28"Şunu bilin ki, Tanrının sağladığı bu kurtuluşun haberi öteki uluslara gönderilmiştir. Ve onlar buna kulak vereceklerdir."
12Öyle ki, 'Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da, Dönüp bağışlanmasınlar.' "
13İsa sonra onlara, "Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?" dedi. "Öyleyse bütün benzetmeleri nasıl anlayacaksınız?
21Ey gözleri olan ama görmeyen,Kulakları olan ama işitmeyen,Sağduyudan yoksun akılsız halk,Şunu dinle:
17Bunun farkında olan İsa, "Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?" dedi. "Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz köreldi mi?
18Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?" "On iki" dediler.
18"Ey sağırlar, işitin,Ey körler, bakın da görün!
8Yazılmış olduğu gibi: "Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; Bugüne dek görmeyen gözler, duymayan kulaklar verdi."
20Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz,Kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz."
21Yazılmış olduğu gibi: "Ondan habersiz olanlar görecekler. Duymamış olanlar anlayacaklar."
21Kutsal Yasada şöyle yazılmıştır: "Rab, 'Yabancı diller konuşanların aracılığıyla, Yabancıların dudaklarıyla bu halka sesleneceğim; Yine de beni dinlemeyecekler!' diyor."
6Evet, seni konuşması anlaşılmaz, dili zor, dediklerini anlamadığın halklara göndermiyorum. Onlara gönderseydim, seni dinlerlerdi.
18Böyleleri anlamaz, bilmez.Çünkü gözleri de zihinleri de öylesine kapalı ki,Görmez, anlamazlar.
11Öyle olsun, o zaman RAB bu halka yabancı dudaklarla, anlaşılmaz bir dille seslenecek.
12Onlara, "Rahatlık budur, yorgunların rahat etmelerini sağlayın, huzur budur" dedi, ama dinlemek istemediler.
38Bütün bunlar Peygamber Yeşayanın söylediği şu söz yerine gelsin diye oldu: "Rab, verdiğimiz habere kim inandı? Rabbin gücü kime açıklandı?"
39İşte bu yüzden iman edemiyorlardı. Nitekim Yeşaya başka bir yerde de şöyle demişti: "Tanrı onların gözlerini kör etti Ve yüreklerini nasırlaştırdı. Öyle ki, gözleri görmesin, Yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim."
25Birbirleriyle anlaşamayınca, Pavlusun şu son sözünden sonra ayrıldılar: "Peygamber Yeşaya aracılığıyla atalarınıza seslenen Kutsal Ruh doğru söyledi.
15Kulağı olan, işitsin!
21İsa onlara, "Hâlâ anlamıyor musunuz?" dedi.
4Ne var ki, RAB bugüne dek size kavrayan yürek, gören göz, duyan kulak vermedi.
41Bunları söyleyen Yeşaya, İsanın yüceliğini görmüş ve Onun hakkında konuşmuştu.
9Kulağı olan işitsin!"
27"Onlara bütün bunları söyleyeceksin ama seni dinlemeyecekler. Onları çağıracaksın ama yanıt vermeyecekler.
28Bunun için onlara de ki, 'Tanrısı RABbin sözünü dinlemeyen, ders almayan ulus işte budur. Bana bağlılıkları yok oldu, bağlılıktan söz etmez oldular.
3Artık görenlerin gözleri kapanmayacak,Dinleyenler kulak kesilecek.
6İsa onlara bu örneği anlattıysa da, ne demek istediğini anlamadılar.
9Sonra İsa şunu ekledi: "İşitecek kulağı olan işitsin!"
45Onlar bu sözü anlamadılar. Sözü kavramasınlar diye anlamı kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsaya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardı.
10İşitsinler diye kiminle konuşayım,Kimi uyarayım?Kulakları tıkalı, işitemiyorlar.RABbin sözünü aşağılıyor,Ondan hoşlanmıyorlar.
34Öğrenciler bu sözlerden hiçbir şey anlamadılar. Bu sözlerin anlamı onlardan gizlenmişti, anlatılanları kavrayamıyorlardı.
23İnsanlar size, 'İşte orada', 'İşte burada' diyecekler. Gitmeyin, onların arkasından koşmayın.
10İsa, halkı yanına çağırıp onlara, "Dinleyin ve şunu belleyin" dedi.
11Sizin için bütün görümMühürlenmiş bir kitabın sözleri gibi oldu.İnsanlar böyle bir kitabıOkuma bilen birine verip,"Rica etsek şunu okur musun?" diye sorduklarında,"Okuyamam, çünkü mühürlenmiş" yanıtını alırlar.
19Garip, anlaşılmaz bir yabancı dil konuşanO küstah halkı artık görmeyeceksin.
16Ne var ki, herkes Müjdeye uymadı. Yeşayanın dediği gibi: "Ya Rab, verdiğimiz habere kim inandı?"
23İşitecek kulağı olan işitsin!"
18O gün sağırlar kitabın sözlerini işitecek,Körler koyu karanlıkta görecek.