Eyüp 30:3
Yoksulluktan, açlıktan bitkindiler,Akşam çölde, ıssız çorak yerlerde kök kemiriyorlardı.
Yoksulluktan, açlıktan bitkindiler,Akşam çölde, ıssız çorak yerlerde kök kemiriyorlardı.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
4Çalılıklarda karapazı topluyor,Retem kökü yiyorlardı.
5Toplumdan kovuluyorlardı,İnsanlar hırsızmışlar gibi onlara bağırıyordu.
6Korkunç vadilerde, yerdeki deliklerde,Kaya kovuklarında yaşıyorlardı.
7Çalıların arasında anırır,Çalı altında birbirine sokulurlardı.
4Issız çöllerde dolaştılar,Yerleşecekleri kente giden bir yol bulamadılar.
5Aç, susuz,Sefil oldular.
4Yoksulları yoldan saptırıyor,Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar.
5Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibiYiyecek bulmak için erkenden işe çıkıyorlar,Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor.
9Çöldeki kılıçlı haydutlar yüzündenEkmeğimizi canımız pahasına kazanıyoruz.
9Kılıçla öldürülenler kıtlıktan ölenlerden mutludur,Çünkü kıtlıktan ölenler tarla ürününün yokluğundan yıpranarak erimekteler.
17Tohumlar keseklerin altında çürüdü,Tahıl yok oldu, Ambarlar boş kaldı, depolar yıkıldı.
18Hayvanlar nasıl da inliyor!Sığır sürüleri çaresiz. Çünkü otlaklar kurudu.Koyun sürüleri perişan oldu.
19Ya RAB, sana yakarıyorum.Çünkü ateş otlakları yok etti, Bütün ağaçları kavurdu.
20Yabanıl hayvanlar bile sana sesleniyor.Çünkü akarsular kurudu, Ateş otlakları yok etti.
17Yiyeceği de suyu da azalacak. Hepsi şaşkınlığa düşecek, günahları içinde eriyip yok olacak.
2Çünkü güçleri tükenmişti,Bileklerinin gücü ne işime yarardı?
3Önlerini ateş kavuruyor,Artları alev alev. Önlerinde Aden bahçesi gibi uzanan topraklarArtlarında ıssız çöllere dönüyor. Hiçbir şey onlardan kurtulamıyor.
10Giysisiz, çıplak dolaşıyor,Aç karnına demet taşıyorlar.
13Ama ülke, içinde yaşayanların yaptığı kötülükler yüzünden viraneye dönecek.
24Kavurucu kıtlık, tüketici hastalık,Öldürücü salgın vuracak onları.Gönderdiğim canavarlar dişleriyle onlara saldıracak,Toprakta sürünen zehirli yılanlar onları ısıracak.
15Yiyecek bulmak için gezerler,Doymazlarsa ulurlar.
21Aç ve çaresiz, ülkede dolanıp duracaklar. Aç kalınca öfkelenip krallarına, Tanrılarına lanet edecekler. Yukarıya da
22dünyaya da baksalar sıkıntıdan, karanlıktan, korkunç karanlıktan başka bir şey görmeyecekler. Kovulacakları yer koyu karanlıktır.
10Surlu kent terk edildi,Çöl kadar ıssız, sahipsiz bir yurt oldu.Dana orada otlayıp uzanacak,Filizlerini yiyip bitirecek.
10Yıkıldı, yerle bir oldu, viraneye döndü Ninova.Eriyor yürekler, Bükülüyor dizler, titriyor bedenler,Herkesin beti benzi soluyor.
5Ürününü açlar yer,Dikenler arasındakini bile toplarlar;Mallarını susamışlar yutmak ister. "Tuzak".
28Yıkılmış kentlerde,Taş yığınına dönmüş oturulmaz evlerde oturacak,
12RABbin sözünü bulmak içinİnsanlar denizden denize,Kuzeyden doğuya dek dolaşacak,Oraya buraya koşacak, ama bulamayacaklar.
5Kırdaki geyik bileYeni doğmuş yavrusunu bırakıyor,Çünkü ot yok.
6Yaban eşekleri çıplak tepelerde durmuş,Çakal gibi soluyorlar;Gözlerinin feri sönmüş,Çünkü otlak yok."
6'Mısırdan bizi çıkaran,Çölde, çukurlarla dolu çorak toprakta,Koyu karanlıkta kalan kurak toprakta,Kimsenin geçmediği,Kimsenin yaşamadığı topraktaBize yol gösteren RAB nerede?' diye sormadılar.
6Böylesi bozkırdaki çalı gibidir,İyilik geldiği zaman görmeyecek;Kurak çöle,Kimsenin yaşamadığı tuzlaya yerleşecek.
11Onu viraneye çevirdiler,Önümde viran olmuş ağlıyor;Bütün ülke viran olmuş,Yine de aldıran yok.
21Eti erir, görünmez olur,Gözükmeyen kemikleri ortaya çıkar.
17Tomurcuklanmasa incir ağaçları,Asmalar üzüm vermese,Boşa gitse de zeytine verilen emek,Tarlalar ürün vermese de,Boşalsa da davar ağılları,Sığır kalmasa da ahırlarda,
5Çobanları olmadığı için dağıldılar, yabanıl hayvanlara yem oldular.
10Dağlar için ağlayıp yas tutacağım,Otlaklar için ağıt yakacağım.Çöle dönüştüler,Kimse geçmiyor oralardan.Sığırların böğürmesi duyulmuyor,Kuşlar, yabanıl hayvanlar kaçıp gitti.
5Onlar ki, yemeğin en iyisini yerlerdi,Sokaklarda perişan oldular;Onlar ki, al giysiler içinde büyüdüler,Çöp yığınlarını kapışır oldular.
7Kimsesiz kalmış ülkeler arasındaKimsesiz kalacaklar.Kentleri viran olmuş kentler gibi olacak.
17Ama kurak mevsimde akmayan,Sıcakta yataklarında tükenen dereler...İşte öyle aldattılar beni.
18O dereler için kervanlar yolundan sapar,Çöle çıkıp yok olurlar.Temanın kervanları su arar,Sabadan gelen yolcular umutla bakar.
6Otlaklara sahip olunca doydular,Doyunca gurura kapıldılar;Bu yüzden unuttular beni.
11Yollarımı saptırdı, paraladı,Mahvetti beni.
5Toklar yiyecek uğruna gündelikçi olur,Açlar doyurulur.Kısır kadın yedi çocuk doğururken,Çok çocuklu kadın kimsesiz kalır.
18İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden,Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.
19Bizi kovalayanlar gökteki kartallardan çevikti,Dağların üstünde kovaladılar bizi,Çölde bize pusu kurdular.
37Taşlandılar, testereyle biçildiler, kılıçtan geçirilip öldürüldüler. Koyun postu, keçi derisi içinde dolaştılar, yoksulluk çektiler, sıkıntılara uğradılar, baskı gördüler.
15Çünkü onlar kılıçtan, yalın kılıçtan,Gerilmiş yaydan, çetin çarpışmalardan kaçtılar.
34Verimli toprağı çorak alana,Orada yaşayanların kötülüğü yüzünden.
30Ancak onlar isteklerine doymadan,Daha ağızları doluyken,