Eyüp 6:7
Böyle yiyeceklere dokunmak istemiyorum,Beni hasta ediyorlar.
Böyle yiyeceklere dokunmak istemiyorum,Beni hasta ediyorlar.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
20Öyle ki, içi yemek kaldırmaz,En lezzetli yiyecekten tiksinir.
21Eti erir, görünmez olur,Gözükmeyen kemikleri ortaya çıkar.
6Tatsız bir şey tuzsuz yenir mi,Yumurta akında tat bulunur mu?
18İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden,Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.
8"Keşke dileğim yerine gelse,Tanrı özlediğimi bana verse!
9Kerem edip beni ezse,Elini çabuk tutup yaşam bağımı kesse!
10Yine avunur,Amansız derdime karşın sevinirdim,Çünkü Kutsal Olanın sözlerini yadsımadım.
7Tok insanın canı balı bile çekmez,Aç kişiye en acı şey tatlı gelir.
14Ben, "Eyvah, ey Egemen RAB!" diye karşılık verdim, "Hiçbir zaman kirli sayılan bir şeye dokunmadım. Gençliğimden bu yana kendiliğinden ölmüş ya da yabanıl bir hayvan tarafından öldürülmüş bir hayvanın etini yemedim, ağzıma kirli sayılan et koymadım."
5Bedenimi kurt, kabuk kaplamış,Çatlayan derimden irin akıyor.
9Kızıp öfkelendiğin içinKülü ekmek gibi yiyor,İçeceğime gözyaşı katıyorum.Beni kaldırıp bir yana attın.
4Yüreğim kırgın yemiş ot gibi kurudu,Ekmek yemeyi bile unuttum.
5Bir deri bir kemiğe döndümAcı acı inlemekten.
15Öyle ki, boğulmayı,Ölmeyi şu yaşama yeğliyorum.
16Yaşamımdan tiksiniyor,Sonsuza dek yaşamak istemiyorum;Çek elini benden, çünkü günlerimin anlamı kalmadı.
31Evimdeki insanlar, 'Eyüpün verdiği etleKarnını doyurmayan var mı?' diye sormadıysa,
30Ağzımdan haksız bir söz çıkıyor mu,Damağım kötü niyeti ayırt edemiyor mu?
11Halkı inleyip ekmek arıyor,Yeniden güçlerine kavuşmak içinDeğerli neleri varsa ekmekle değiştiler;"Bak da gör, ya RAB, ne kadar sefil oldum."
25Ötekiyse acı içinde ölür,İyilik nedir hiç tatmamıştır.
16"Şimdi tükeniyorum,Acı günler beni ele geçirdi.
17Geceleri kemiklerim sızlıyor,Beni kemiren acılar hiç durmuyor.
19Acımı, başıboşluğumu,Pelinotuyla ödü anımsa!
20Hâlâ onları düşünmekteVe sıkılmaktayım.
11"Bu yüzden sessiz kalmayacak,İçimdeki sıkıntıyı dile getireceğim;Canımın acısıyla yakınacağım.
24Dizlerim titriyor oruç tutmaktan;Bir deri bir kemiğe döndüm.
1Vay halime benim! Yazın meyve toplandıktanVe bağbozumundan artakalan üzümler alındıktan sonraTek bir salkım bulamayan adam gibiyim.Canım turfanda inciri nasıl da çekiyor!
3Denizlerin kumundan ağır gelirdi,Bu yüzden abuk sabuk konuştum.
4Çünkü Her Şeye Gücü Yetenin okları içimde,Ruhum onların zehirini içiyor,Tanrının dehşetleri karşıma dizildi.
3Gözyaşlarım ekmeğim oldu gece gündüz,Gün boyu, "Nerede senin Tanrın?" dedikleri için.
18Üzüntüm avutulamaz,Yüreğim baygın,
24Çünkü iniltim ekmekten önce geliyor,Su gibi dökülmekte feryadım.
27İçim kaynıyor, rahatım yok,Önümde acı günler var.
6akşama kadar kirli sayılacak, yıkanmadığı sürece kutsal sunulardan yemeyecektir.
4Bu yüzden bunalıma düştüm,Yüreğim perişan.
4Etimi, derimi yıprattı, kemiklerimi kırdı.
21Kalbim kırıldığında,İçim acı dolduğunda,
9Acı bana, ya RAB, sıkıntıdayım,Üzüntü gözümü, canımı, içimi kemiriyor.
10Ömrüm acıyla,Yıllarım iniltiyle tükeniyor,Suçumdan ötürü gücüm zayıflıyor,Kemiklerim eriyor.
15Beni acıya doyurdu,Bana doyasıya pelinsuyu içirdi.
16Dişlerimi çakıl taşlarıyla kırdı,Kül içinde diz çöktürdü bana.
1"Yaşamımdan usandım,Özgürce yakınacak,İçimdeki acıyla konuşacağım.
3Çok acı çekiyorum.Ah, ya RAB!Ne zamana dek sürecek bu?
22Ancak kendi canının acısını duyar,Yalnız kendisi için yas tutar."
6Bu yüzden kendimi hor görüyor,Toz ve kül içinde tövbe ediyorum."
15"Giymek için çul diktim,Gururumu ayak altına aldım.
7Çünkü belim ateş içinde,Sağlığım bozuk.
6Şimdiyse yemek yeme isteğimizi yitirdik. Bu mandan başka hiçbir şey gördüğümüz yok."
8Bir ayda üç çobanı başımdan savdım. Çünkü ben sürüden bıkmıştım, sürü de benden tiksinmişti.
19Oynaşlarımı çağırdım,Ama aldattılar beni.Yeniden güçlerine kavuşmak için yiyecek ararkenKâhinlerimle önderlerim kentte can verdi.
13Ateş saldı yukarıdan,Kemiklerimin içine işledi ateş;Ağ serdi ayaklarıma,Geri çevirdi beni;Mahvetti, baygın kaldım bütün gün.