Eyüp 14:19
Suyun taşı aşındırdığı,Selin toprağı sürükleyip götürdüğü gibi,İnsanın umudunu yok ediyorsun.
Suyun taşı aşındırdığı,Selin toprağı sürükleyip götürdüğü gibi,İnsanın umudunu yok ediyorsun.
Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.
18"Ama dağın yıkılıp çöktüğü,Kayanın yerinden taşındığı,
20Onu hep yenersin, yok olup gider,Çehresini değiştirir, uzağa gönderirsin.
10İnsan ise ölüp yok olur,Son soluğunu verir ve her şey biter.
11Suyu akıp giden gölYa da kuruyan ırmak nasıl çöle dönerse,
14Onun yıktığı onarılamaz,Onun hapsettiği kişi özgür olamaz.
15Suları tutarsa, kuraklık olur,Salıverirse dünyayı sel götürür.
3İnsan karanlığa son verir,Koyu karanlığın, ölüm gölgesinin taşlarınıSon sınırına kadar araştırır.
4Maden kuyusunu insanların oturduğu yerden uzakta açar,İnsan ayağının unuttuğu yerlerde,Herkesten uzak iplere sarılıp sallanır.
9Madenci elini çakmak taşına uzatır,Dağları kökünden altüst eder.
16Onlar ki, vakitleri gelmeden çekilip alındılar,Temellerini sel bastı.
15Kaynaklar, dereler fışkırttın,Sürekli akan ırmakları kuruttun.
18Gerçekten onları kaygan yere koyuyor,Yıkıma sürüklüyorsun.
19Nasıl da bir anda yok oluyor,Siliniveriyorlar dehşet içinde!
3İnsanı toprağa döndürürsün,"Ey insanoğulları, toprağa dönün!" diyerek.
4Sen kendini öfkenle paralıyorsun,Senin uğruna dünyadan vaz mı geçilecek?Kayalar yerini mi değiştirecek?
10Her yandan yıktı beni, tükendim,Umudumu bir ağaç gibi kökünden söktü.
9Onu yakalamak için umutlanma,Görünüşü bile insanın ödünü patlatır.
19Çamur evlerde oturanlara,Mayası toprak olanlara,Güveden kolay ezilenlere mi güvenir?
20Ömürleri sabahtan akşama varmaz,Kimse farkına varmadan sonsuza dek yok olurlar.
22Beni kaldırıp rüzgara bindiriyorsun,Fırtınanın içinde darma duman ediyorsun.
18"Diyorsunuz ki, 'Suyun üstündeki köpüktür onlar,Lanetlidir ülkedeki payları,Kimse bağlara gitmez.
19Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibiÖlüler diyarı da günahlıları alıp götürür.
5O dağları yerinden oynatır da,Dağlar farkına varmaz,Öfkeyle altüst eder onları.
24Yabancı ülkelerde kuyular kazdım, sular içtim,Mısırın bütün kanallarını ayağımın tabanıyla kuruttum, dedin.
11Her şey kararıyor, göremez oluyorsun,Seller altına alıyor seni.
3Gözlerini böyle birine mi dikiyorsun,Yargılamak için önüne çağırıyorsun?
40Yıktın bütün surlarını,Viran ettin kalelerini.
4Bir buyrukla kurutur denizi,Kurutur bütün ırmakları. Solar Başanın, Karmel Dağının yeşillikleriVe Lübnanın çiçekleri.
14Koca bir gedikten girer gibi ilerliyor,Yıkıntılar arasından üzerime yuvarlanıyorlar.
4İnsan bir soluğu andırır,Günleri geçici bir gölge gibidir.
15Umudum nerede?Kim benim için umut görebilir?
20Dehşet onu sel gibi basar,Kasırga gece kapar götürür.
14İnsanları denizdeki balıklara,Yöneticiden yoksun sürüngenlere çevirdin.
16Sıkıntılarını unutur,Akıp gitmiş sular gibi anarsın onları.
19Kâhinleri çaresiz kılar,Koltuklarında yıllananları devirir.
20Güvenilir danışmanları susturur,Yaşlıların aklını alır.
17Esenlik yüzü görmedi canım,Mutluluğu unuttum.
18Bu yüzden diyorum ki,"Dermanım tükendi,RABden umudum kesildi."
15Denizin dibi göründü,Yeryüzünün temelleri açığa çıktı, ya RAB,Senin azarlamandan,Burnundan çıkan güçlü soluktan.
5Ama Tanrı seni sonsuza dek yıkacak,Seni kapıp çadırından fırlatacak,Yaşam diyarından kökünü sökecek.
14Hepimizin öleceği kesin, toprağa dökülüp yeniden toplanamayan su gibiyiz. Ama Tanrı can almaz; sürgüne gönderilen kişi kendisinden uzak kalmasın diye çözüm yolları düşünür.
15Bütün insanlık bir anda yok olur,İnsan yine toprağa döner.
29Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar,Soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.
13Yeryüzünün uçlarını tutsun,Oradaki kötüler silkilip atılsın diye?
5Nilin suları çekilecek,Kuruyup çatlayacak yatağı.
12RAB surlarındaki yüksek burçlarıDevirip yıkacak, yerle bir edecek.
13Tanrıya öfkeni gösteriyorsun,Ağzından böyle sözler dökülüyor?
19Ama sen reddedilen bir dal gibiMezarından dışarı atıldın;Bedenleri kılıçla delinipÖlüm çukurunun dibine atılmış ölülerle örtülüsün;Ayak altında çiğnenen leş gibisin.
9Bir sınır koydun önlerine,Geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.