Markos 8:18

Turkish Bible

Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?" "On iki" dediler.

Ek Kaynaklar

Atıf Yapılan Ayetler

  • Mar 4:12 : 12 Öyle ki, 'Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da, Dönüp bağışlanmasınlar.' "
  • Yer 5:21 : 21 Ey gözleri olan ama görmeyen,Kulakları olan ama işitmeyen,Sağduyudan yoksun akılsız halk,Şunu dinle:
  • Elç 28:26-27 : 26 Ruh dedi ki, 'Bu halka gidip şunu söyle: Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz. 27 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini de kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın, Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'
  • Rom 11:8 : 8 Yazılmış olduğu gibi: "Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; Bugüne dek görmeyen gözler, duymayan kulaklar verdi."
  • Ysa 6:9-9 : 9 "Git, bu halka şunu duyur" dedi, " 'Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız,Bakacak bakacak, ama görmeyeceksiniz! 10 Bu halkın yüreğini duygusuzlaştır,Kulaklarını ağırlaştır,Gözlerini kapat.Öyle ki, gözleri görmesin,Kulakları duymasın, yürekleri anlamasınVe bana dönüp şifa bulmasınlar.' "
  • Hez 12:2 : 2 "İnsanoğlu, asi bir halkın arasında yaşıyorsun. Gözleri varken görmüyor, kulakları varken işitmiyorlar. Çünkü bu halk asidir.
  • Mat 13:14-15 : 14 "Böylece Yeşayanın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu: 'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz! 15 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'
  • Mez 115:5-8 : 5 Ağızları var, konuşmazlar,Gözleri var, görmezler, 6 Kulakları var, duymazlar,Burunları var, koku almazlar, 7 Elleri var, hissetmezler,Ayakları var, yürümezler,Boğazlarından ses çıkmaz. 8 Onları yapan, onlara güvenen herkesOnlar gibi olacak!
  • Ysa 42:18-20 : 18 "Ey sağırlar, işitin,Ey körler, bakın da görün! 19 Kulum kadar kör olan var mı?Gönderdiğim ulak kadar sağır olan var mı?Benimle barışık olan kadar,RABbin kulu kadar kör olan kim var? 20 Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz,Kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz."
  • Ysa 44:18 : 18 Böyleleri anlamaz, bilmez.Çünkü gözleri de zihinleri de öylesine kapalı ki,Görmez, anlamazlar.
  • Yas 29:4 : 4 Ne var ki, RAB bugüne dek size kavrayan yürek, gören göz, duyan kulak vermedi.
  • 2Pe 1:12 : 12 Onun için, her ne kadar bunları biliyorsanız ve sahip olduğunuz gerçekle pekiştirilmişseniz de, bunları size her zaman anımsatacağım.
  • Mez 69:23 : 23 Gözleri kararsın, göremesinler!Bellerini hep bükük tut!

Benzer Ayetler (AI)

Bu ayetler, anlam ve bağlama dayalı AI destekli anlamsal benzerlik ile bulunur. Sonuçlar zaman zaman beklenmedik bağlantılar içerebilir.

  • Mar 8:16-17
    2 ayetler
    86%

    16Onlar ise kendi aralarında, "Ekmeğimiz olmadığı için böyle diyor" şeklinde tartıştılar.

    17Bunun farkında olan İsa, "Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?" dedi. "Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz köreldi mi?

  • 21İsa onlara, "Hâlâ anlamıyor musunuz?" dedi.

  • Mat 16:7-9
    3 ayetler
    82%

    7Onlar ise kendi aralarında tartışarak, "Ekmek almadığımız için böyle diyor" dediler.

    8Bunun farkında olan İsa şöyle dedi: "Ey kıt imanlılar! Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?

    9Hâlâ anlamıyor musunuz? Beş ekmekle beş bin kişinin doyduğunu, kaç sepet dolusu yemek fazlası topladığınızı hatırlamıyor musunuz? Yedi ekmekle dört bin kişinin doyduğunu, kaç küfe dolusu yemek fazlası topladığınızı hatırlamıyor musunuz?

  • Mat 13:13-16
    4 ayetler
    78%

    13Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, 'Gördükleri halde görmezler, Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.'

    14"Böylece Yeşayanın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu: 'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!

    15Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'

    16"Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!

  • Mar 4:12-13
    2 ayetler
    78%

    12Öyle ki, 'Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da, Dönüp bağışlanmasınlar.' "

    13İsa sonra onlara, "Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?" dedi. "Öyleyse bütün benzetmeleri nasıl anlayacaksınız?

  • 16"Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz?" diye sordu İsa.

  • Elç 28:26-27
    2 ayetler
    78%

    26Ruh dedi ki, 'Bu halka gidip şunu söyle: Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz.

    27Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini de kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın, Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'

  • Ysa 6:9-10
    2 ayetler
    76%

    9"Git, bu halka şunu duyur" dedi, " 'Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız,Bakacak bakacak, ama görmeyeceksiniz!

    10Bu halkın yüreğini duygusuzlaştır,Kulaklarını ağırlaştır,Gözlerini kapat.Öyle ki, gözleri görmesin,Kulakları duymasın, yürekleri anlamasınVe bana dönüp şifa bulmasınlar.' "

  • 9Kulağı olan işitsin!"

  • 15Kulağı olan, işitsin!

  • 52Ekmekle ilgili mucizeyi bile anlamamışlardı; zihinleri körelmişti.

  • 9Sonra İsa şunu ekledi: "İşitecek kulağı olan işitsin!"

  • 21Ey gözleri olan ama görmeyen,Kulakları olan ama işitmeyen,Sağduyudan yoksun akılsız halk,Şunu dinle:

  • 18Böyleleri anlamaz, bilmez.Çünkü gözleri de zihinleri de öylesine kapalı ki,Görmez, anlamazlar.

  • 4Ne var ki, RAB bugüne dek size kavrayan yürek, gören göz, duyan kulak vermedi.

  • 20Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz,Kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz."

  • 9İsa, bu benzetmenin anlamını kendisinden soran öğrencilerine, "Tanrı Egemenliğinin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi" dedi. "Ama başkalarına benzetmelerle sesleniyorum. Öyle ki, 'Gördükleri halde görmesinler, Duydukları halde anlamasınlar.'

  • 38İsa onlara, "Kaç ekmeğiniz var, gidin bakın" dedi. Öğrenip geldiler, "Beş ekmekle iki balığımız var" dediler.

  • 33Onlar da, "Ya Rab, gözlerimiz açılsın" dediler.

  • Mar 8:4-5
    2 ayetler
    73%

    4Öğrencileri buna karşılık, "Böyle ıssız bir yerde bu kadar kişiyi doyuracak ekmeği insan nereden bulabilir?" dediler.

    5İsa, "Kaç ekmeğiniz var?" diye sordu. "Yedi tane" dediler.

  • 11Ben size, 'Ferisilerin ve Sadukilerin mayasından kaçının' derken, ekmekten söz etmediğimi nasıl olur da anlamazsınız?"

  • 18"Ey sağırlar, işitin,Ey körler, bakın da görün!

  • 6Kulakları var, duymazlar,Burunları var, koku almazlar,

  • 23İşitecek kulağı olan işitsin!"

  • 18Bunun için, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde var sandığı bile elinden alınacak."

  • 8Yazılmış olduğu gibi: "Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; Bugüne dek görmeyen gözler, duymayan kulaklar verdi."

  • 16Ama onların gözleri Onu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.

  • 45Onlar bu sözü anlamadılar. Sözü kavramasınlar diye anlamı kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsaya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardı.

  • 27Onlara, "Size demin söyledim, ama dinlemediniz" dedi. "Niçin yeniden işitmek istiyorsunuz? Yoksa siz de mi Onun öğrencileri olmak niyetindesiniz?"

  • 33Öğrenciler kendisine, "Böyle ıssız bir yerde bu kadar kalabalığı doyuracak ekmeği nereden bulalım?" dediler.

  • 8Akıllarından geçeni hemen ruhunda sezen İsa onlara, "Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz?" dedi.

  • 5İsa, "Çocuklar, balığınız yok mu?" diye sordu. "Yok" dediler.

  • Mar 8:23-24
    2 ayetler
    71%

    23İsa körün elinden tutarak onu köyün dışına çıkardı. Gözlerine tükürüp ellerini üzerine koydu ve, "Bir şey görüyor musun?" diye sordu.

    24Adam başını kaldırıp, "İnsanlar görüyorum" dedi, "Ağaçlara benziyorlar, ama yürüyorlar."

  • 14Öğrenciler ekmek almayı unutmuşlardı. Teknede, yanlarında yalnız bir ekmek vardı.